Balıkesir 5. Aromaterapi Festivali kapsamında düzenlenen “Tarih Boyu Tütsü ile Tedavi” semineri, Aromaterapist Laborant Dr. Rana Babaç Çelebi’nin anlatımıyla gerçekleştirildi. Tütsünün, çivi yazısı tabletlerden Roma ve Osmanlı hekimlerinin metinlerine kadar birçok kaynakta yer aldığını belirten Babaç, nesilden nesile taşındığını aktardı.
Balıkesir’de “Tarih Boyu Tütsü ile Tedavi” konuşuldu
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Aromaterapi Festivali kapsamında düzenlediği seminerlerde özel isimleri, Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi’nde (BAÇEM) ağırladı. Türkiye’nin ilk çevrim içi tıbbi ve aromatik bitkiler kütüphanesini kuran ve eşiyle Kazdağları’nda bulunan arazilerinde endüstriyel ölçekte tıbbi ve aromatik bitkiler yetiştiren Aromaterapist Laborant Dr. Rana Babaç Çelebi’nin “Tarih Boyu Tütsü ile Tedavi” seminerine vatandaşlar da ilgi gösterdi.
İnsanın, tarihin başlangıcından bu yana doğada bulduğu; bitkisel, hayvansal ve mineral kökenli hammaddelerden hazırladığı tütsüleri direkt olarak hastalıkları tedavi etmekte kullandığını söyleyen Dr. Rana Babaç Çelebi, indirekt olarak ise panteondaki tanrılarına yakarışlarını ulaştırmada ve günlük hayatta ölü gömmekten politik mesaj vermeye kadar pek çok alanda kullanıldığını kaydetti.
İnsanların, çağlar içerisinde fayda gördüğü ve amaçlarına hizmet eden tütsü uygulamalarını tekrar ederken sağlık veren dumanları bir meşale gibi kadim tıp hekimleri tarafından nesilden nesile taşındığını belirten Dr. Rana Babaç Çelebi, şöyle konuştu:
“Güzel koku üzerine; inanışlar geleneklere, gelenekler ise toplumları oluşturan kültür mozaiğinin renkli taşlarına dönüşmüştür. Farklı zamanlarda uzmanlık alanlarına sahip tarihçilerin, antropologların, arkeologların ve Türkologların büyük emekleriyle bugüne taşınan zengin bilgi birikiminin değişmez bir parçası olarak karşımıza çıkan tütsü, çivi yazısı tabletlerden medikal papirüslere, tarih kitapları ve seyahatnamelerden Roma ve Osmanlı hekimlerinin metinlerinde kadar birçok kaynakta yer almıştır. Bu çok köklü bir uygulama. Bunun bütün tedavi sistemlerinin bir parçası olan geçerli bir yöntem olduğunu keşfettiğimden ve tütsünün tedavi amaçlı kullanılan sistemlerinden ve tarihinden bahsettim.”