Bayram arifesinde mikrofon uzatılan Kadıköy Salı Pazarı’nda esnaf da vatandaşlar, fiyatların yüksekliğinden, aldıkları maaşlarla geçinemediklerinden yakındı.
Salı Pazarı’nda esnaf da müşteri de dertli: İnsanlar 250 TL’ye kot alamıyor, bayram haftası bomboş tezgahlar. Perişanız.
Kadıköy Salı Pazarı‘nda bir pazarcı, “Esnaf olduğum halde geçinemiyorum. Emekliyim güya. 10 bin TL ile geçinebilir misiniz? Memleket gitti mahvoldu, bitti. Perişanız. İnsanlar 250 TL’ye kot alamıyor arife haftası bomboş tezgahlar. Alışveriş yok, kiralar pahalı, kepazelik. Güya bayram haftası satış yapmadık. Normal haftadan daha kötü. Alamıyor vatandaş” derken alışverişe gelen vatandaşlar da, “Hiç bir şey alamıyoruz. Sadece bakıyoruz. Cumhurbaşkanı normal bir emekli maaşıyla geçinsin biz de görelim ekonomi iyi mi kötü mü” diye konuştu.
Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla vatandaşların alışveriş telaşı da başladı. İstanbul’da da alışverişin en merkezi yerlerinden biri olan Kadıköy Salı Pazarı’na gelenler, fiyatların yüksekliğinden dert yandı. Vatandaşlar, ekonomi kurmaylarının ekonomiye dair “iyiye gidiyoruz” mesajlarını da anımsatarak sorulan sorulara yanıt verdi, yaşadıkları ekonomik sorunları ve bayram alışverişini şöyle anlattı:
“Sakız iki lira olur mu? Bizi de düşünsünler”
10 yaşındaki kız çocuğu: Sakız iki lira olur mu? Bizi de bir düşünsünler.
“Kızım kasabın önünden geçemiyoruz”
Salı Pazarı Esnafı: Ekonomi güzel güzel. Et 700 lira. Kızım biz kasabın önünden geçemiyoruz. Esnaf olduğum halde geçinemiyorum. Emekliyim güya. 10 (bin) Tl ile geçinebilir misiniz? Senin baban var mı? Mesela geçinir mi 10 (bin) TL ile. Memleket gitti mahvoldu. Bitti. Perişanız. Padişahlık dönemi devam ediyor. Bizim bu memleketimizin hali ne olacak bilmiyorum. Rezazlet. Alışveriş yok, kiralar pahalı, kepazelik. Güya bayram haftası satış yapmadık. Normal haftadan kötü. Alamıyor vatandaş. Ne bayramı? Normal iş yok. Kirayı çıkaramıyoruz. Kadıköy Salı Pazarı dertli.
” Cumhurbaşkanında para çok biz de yok. 10 bin liraya ne alırsın pazardan, çarşıdan”
Vatandaş: Valla ona göre çok iyi. Onda para çok biz de yok. 10 bin lira veriyor emekliye. Ne alırsın 10 bin lira ile. Pazardan çarşıdan. Aldıklarım bunlar. (torbalarını gösteriyor) Ot, yaprak aldım.
Başka bir kadın vatandaş: Ot, yaprak daha sağlıklı…
Vatandaş: Doğru daha sağlıklı. Çocuklar öyle beslenmiyor. Et istiyor, süt istiyor, çocuklar yumurta istiyor.
Salı Pazarı Esnafı: Manda sütü istiyor…
Vatandaş: Yok onlara gelmedik hiç bir zaman ama en azından karnımız doysun istiyoruz. Çok kötü bu böyle gitmez. Nereye kadar ve düşünmüyor. Hiç kimse düşünmüyor bizi. Emeklileri hiç kimse düşünmüyor. Yarım kilo bezelye aldım. Allahtan tekim evde. Bir de dört kişi olduğumuzu düşün. Ama torunlar geliyor hafta sonları. Torunlara hiç bir şey alamadım. Bayramlıklar ortada. Üç tane torunum var. Hiç bir şey alamadım.
“Yaptığımız satışın yüzde 90’ını kredi kartı kimse de para yok”
Pazarcı Muhammed Demir: Yaptığımız satışın yüzde 90’ını kredi kartı. Gerçekten bu insanların elinden bu gece bu kredi kartını alın gündüz sokağa çıkamazlar. Pazarda iban, kredi kartı. Kimsede para yok. İban dediğim hep destek hesaptan atıyorlar. İban da kendi ana parası değil. Destek hesap, kredi kartı. Nakit para getiren yok yani. Akşama kadar 15 bin lira satış yapıyorsak. 3 bin lirası nakit. Geri kalan kredi kartı.
“Buyurun arife haftası tezgahta müşteri yok insanlar 250 TL’ye kot alamıyor”
Pazarcı: Söyleyecek bir şey yok buyur arife haftası. Tezgahta müşteri yok. Ne diyebiliriz ekonomi hiç iyi değil çok kötü gidiyoruz. Düzelmemiz lazım. Şu anda insanlar hiç bir şey alamıyor ya. 250 TL’ye kot alamıyor. Buyurun bakın arife haftası bomboş tezgahlar 250 TL. Zor yani Allah yardımcımız olsun. Pazara 300 lira ile 500 lira ile geliyorlar hiç bir şey almadan gidiyorlar. Gerçekten biz de üzülüyoruz. Düşürmek istiyoruz fiyatları ama bizi kurtarmıyor. Kiramız var, şartlar ağır. Arkadaşın dediği gibi kredi kartla geliyor insanlar. İnsanlarda nakit parada yok. Nakit parayı alanlarda artık borç mu alıp getiriyor. Zor durumdayız yani gerçekten. Biz de üzülüyoruz inşallah en kısa zaman da bu ekonomi düzelir. Herkes normal hayatına döner yani.
“Cumhurbaşkanı emekli maaşı ile geçinsin biz de onu görelim iyi mi kötü mü?”
Vatandaş: Cumhurbaşkanı normal bir emekli maaşıyla geçinsin biz de görelim iyi mi kötü mü? Kendi karar versin. Ama mutlaka bir asgari ücretlinin maaşını alıp da bu alışverişe çıksın bakalım neler alıverecek biz de onu görelim. Ona göre konuşsun.
“Hiç bir şey alamıyoruz sadece bakıyoruz. Esnaf içinde zor bizim içinde zor”
Vatandaş: Hiç bir şey alamıyoruz. Sadece bakıyoruz. Bayram. Bayram üzeri olduğu içinde pahalı her şey. Cumhurbaşkanı ekonomi iyiye gidiyor diyorsa onun için iyiye gidiyor ama bizim için iyiye gitmiyor. Her geçen gün daha zor. Çok bir şey alamadık. Dolaşıyoruz hiç bir şey alamadık. Esnafta haklı. Onlar içinde zor bizim içinde zor.
Kadıköy Salı Pazarı esnafı dertli.
“İnsanlar aldıklarını geri bırakıyor 150, 250 TL olsa bile”
Vatandaş: Daha önce salı pazarına geldiğimizde daha kaliteli ürünleri daha uygun fiyata bulabiliyorduk. Ben çok uzun yıllar sonra ilk kez annemle Salı Pazarı’na geliyorum. Örneğin bir eşofman takımı almak istediğimizde 3 bin TL’den aşağıya alamıyoruz. Burada daha uygunu bulabiliriz iye düşündüm ama fark ettim ki burada da rakamlar çok yüksek. Bir çok insanın bakıp geri döndüğünü gördüm burada. Üzüldüm açıkçası bir çok insan aldıklarını tekrar geri bırakıyor duyduğu 150, 250 TL olsa bile. İnsanlar eskiden hiç düşünmeden hemen alırdı. Şimdi düşünüyoruz tabii. Ekonomi gerçekten Salı pazarını da etkilemiş. Annem babam emekli bizler çocukları olarak onlara destek olmak zorundayız yoksa emekli maaşıyla asla geçinemiyorlar.
“Kilo ile almak zaten mucize. Cumhurbaşkanı gelsin bizim yerimize bir ay o idare etsin o para ile görelim”
Dilek Uslu: Aldığımız para elimizde ayın ortasına sürmüyor.Kirası, elektiriği. Üç tane çocuk okutuyorsun. Mümkün değil. Bir şey alırken diğerine bakıyoruz. Kilo ile almak zaten mucize mümkün değil. Valla cumhurbaşkanı gelsin bizim gibi yaşasın da görelim bakalım. Biz mi yanlış görüyoruz o mu yanlış görüyor. Bu kadar kişi hem fikir olurken Cumhurbaşkanın böyle söylemesi mümkün değil. Gelsin bizim yerimize o bir ay idare etsin o para ile görelim.
Kiralar almış başını gidiyor. Markete giriyorsunuz girdiğiniz günün ertesi günü fiyatlar farklı. Pazara giriyorsunuz aynı. Çocukların her biri iki senedir full hasta. Neden? Birini yiyorsa diğerini yiyemiyor. Nasıl bunlar sağlık gelişecekler. Bir kutu yumurta almış başını gidiyor. Bunlara her gün bir tane haşlasan 30 tanesi 10 günde bitiyor. Diğer 20 gün ne olacak? Allah sonumuzu hayır etsin.
“Borçlar gırtlağa kadar. Zor durumdayız. Memleketimize bile gidemiyoruz”
Pazarcı: Borçlar gırtlağa kadar. Şu anda zor durumdayız. Zamlar devam ediyor. İşler durgun bak bu hafta bayram haftası ama görüyorsunuz hiç bir şey yok. Cumhurbaşkanın söylemesine bakmayın biz yaşadığımızı biliyoruz. Yaşadığına mı inanırsın, söylediğine mi? İşler yok borçlarımızı ödeyemiyoruz. Memleketimize bile gidemiyoruz.
“Bir erik almaya kalktığında 120 TL, domates 50 TL. Bu ekonomin düzelmesi nasıl bir şeydir”
Nejdet Özhan: Kendisi hep alıyor zannediyor ki bütün millette aynı şekilde rahat bir şekilde devam ediyor. 10 bin lira bir bütçe ile pazara inen bir kişi emin olun 500, 600 lira ile geri dönüyorlar. Bugün bir erik almaya kalktığında 120 TL. Yazın ortasındayız Domates 50 TL. Bu ekonomin düzelmesi nasıl bir şeydir. Bir de eşime sorun. Bunun düzelmesinin yegane sebeplerinden bir tanesi üretimin olmaması sürekli tüketim vardır. Bir ülkede eğer üretim yoksa tüketim varsa orada her şey yükselir. Tarım bitmiş, hayvancılık bitmiş, fabrikalar satılmış yani üretime dair en ufak bir şey yok.
“Emekliyim bir şey alamıyorum. Cumhurbaşkanı ekonomi iyi diyor çıksın pazarlara baksın”
Vatandaş: 65 yaş üstü emekliyim bir şey alamıyorum. Çok zor. Kiradayım zorlanıyorum. Cumhurbaşkanı ekonomi iyi diyor ama çıksın pazarlara baksın. Pazarlar nasıl.
Kadıköy Salı Pazarı kan ağlıyor…