İmamoğlu’ndan Kurum’a Kanal İstanbul Yanıtı: ”Bak, Bak, Bak, Bak! Seçim Nelere Muktedir? Bu Kadar Hararet, Niye Böyle Bir Anda Söndü?”
İBB Başkanı İmamoğlu, AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum’un, Kanal İstanbul’la ilgili; “İstanbul’un gündeminde olmayan hiçbir şey, bizim de gündemimizde yoktur. Önceliklere göre gidilir” şeklindeki sözlerine ilişkin; “Bak, bak, bak, bak diye cevabını değerlendiriyorum. Seçim nelere muktedir? Ya da oy almak, oy kazanmak nelere muktedir? Bu kadar hararet, niye böyle bir anda söndü? Aynen doğru söylüyor; milletin gündeminde ne varsa, o olur.
Milletin gücü, sandığın gücü, bir anda işte bu tür iradenin kendinde olmadığı yöneticilerin bir anda sesini kısabiliyor” dedi. İmamoğlu, cezaevindeki eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın DEM Parti tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterileceği iddialarına ilişkin bir soru üzerine, “Bir başka partinin aday çıkartıp çıkartmayacağıyla ilgili bir adayın yorum yapması zaten doğru bir şey değil. Dolayısıyla bu konu DEM Partisi’nin karar vereceği bir konu. Benim yorum yapmamı gerektirecek bir durum değil” yanıtını verdi.
İBB, Zeytinburnu ve Fatih ilçeleri sınırında bulunan Yedikule Spor Tesisleri’ni baştan aşağı yeniledi. İstanbul spor tarihinde önemli bir yere sahip olan tesis, “Yedikule Gençlik Spor Tesisi” adıyla yeniden hizmete girdi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da üniversite yıllarında antrenman yaptığı Yedikule Spor Tesisleri’nin açılışı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Fatih Belediye Başkan adayı Mahir Polat’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi.
İmamoğlu ve Polat, saha içerisinde, farklı branşlarda faaliyet gösteren spor kulüplerine üye çocuklarla renkli sohbetler gerçekleştirdi. Bu sırada Polat, İmamoğlu’na, Türk futbolunun unutulmaz sol açıklarından merhum Metin Kurt’un da eski bir Yedikulespor yöneticisi olduğu bilgisini verdi. Bunun üzerine İmamoğlu, “Metin Kurt hem özel bir sporcu hem de hak ve hukuk koruma konusunda, sadece futbol değil, bütün Türkiye’de özel bir konuma sahip. Arkadaşlarım inceliyorlar, baksınlar. Böylesi değerli bir ismin burada yaşatılması güzel olur. Metin Kurt çok özel bir insan” dedi. Sporcu gençlerle anı fotoğrafları çektiren İmamoğlu, Yedikule Gençlik Spor Tesisi’nde, Fatih Vatanspor ve Zeytinburnu Telsizspor kadın futbol takımları arasında oynanan ve Süper Lig hakemi Kürşat Filiz’in yönettiği maçın başlama vuruşunu yaptı.
İmamoğlu, başlama vuruşunun ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
“DEM PARTİ’NİN KARAR VERECEĞİ BİR KONU”
İmamoğlu, cezaevindeki eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın DEM Parti tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterileceği iddialarına ilişkin bir soru üzerine, “Bir başka partinin aday çıkartıp çıkartmayacağıyla ilgili bir adayın yorum yapması zaten doğru bir şey değil. Dolayısıyla bu konu DEM Partisi’nin karar vereceği bir konu. Benim yorum yapmamı gerektirecek bir durum değil” yanıtını verdi.
Bir gazetecinin AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum’un Kanal İstanbul projesi ile ilgili “İstanbul’un gündeminde olmayan hiçbir şey bizim de gündemimizde yoktur. Önceliklere göre gidilir” şeklindeki sözlerini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine de İmamoğlu şunları söyledi:
“Bak, bak, bak, bak diye cevabı değerlendiriyorum. Seçim nelere muktedir, ya da oy almak, oy kazanmak nelere muktedir? Bu kadar hararet niye böyle bir anda söndü? Yani hep milletin dediği olur, aynen doğru söylüyor. Milletin gündeminde ne varsa o olur. Milletin gücü, sandığın gücü bir anda işte bu tür iradenin kendinde olmadığı yöneticilerin bir anda sesini kısabiliyor. Dün söylediklerinin tersini söyleyebiliyorlar. Ben o söylediği iftirayla, yalanla ve bunun gibi işlerle kesinlikle işimizin olmadığı bir İstanbul ve bir Türkiye var etmek için biz beş yıldır nefes nefes nefese çalışıyoruz zaten”
“İstanbul’da kentsel dönüşümle ilgili kira desteğinde de bir artış gerçekleşti. Artışın arka planda gerekçesi var mı” sorusu üzerine de İmamoğlu şöyle konuştu:
“Enflasyonda aldığınız kararlar eriyor. Yani biz dört beş ay önce yaptığımız toplu iş sözleşmelerini şu anda değerlendirmek zorunda kalıyoruz. Yüksek enflasyon maliyet artışları insanların geçim sıkıntısı dolayısıyla Türkiye’de çok zor bir dönemde yaşıyoruz. İster istemez verdiğimiz hangi katkı varsa, hangi destek varsa bunlarda ister kira yardımı olsun, ister burs olsun, ister yoksullukla mücadelede diğer yardım birimlerimiz olsun, her şeyi artırmak zorundayız maliyetler artıyor. Biz şu anda ciddi bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıyayız. Bir toplumun en büyük düşmanı olan enflasyonla mücadele ediyoruz neredeyse artık üç haneli enflasyonla bir yıldır mücadele ediyoruz ve görünen o ki bu daha da uzun sürecek milletimizin yapmak zorunda olduğu, geçinmek zorunda olduğu, hangi husus varsa. bu konulardaki desteklerimizi de Türkiye’nin bu vahşi enflasyonu karşısında iyi yönetilemeyen ekonominin bizi soktuğu dar boğaz karşısında bu tür artışları yapmak zorundayız yapıyoruz. Ne yazık ki belki dört beş ay sonra bir daha değerlendireceğiz”
“SİZİN BENİM MİLYONLARCA İNSANIN PARASIYLA BUNU YAPIYORLAR”
Bir gazetecinin “Erişim engeli getirilen Ekşi Sözlük’te sizin destekçilerinizin hesabının kapatıldığına dair bir iddia var” sözleri üzerine de İmamoğlu, “Ben de sizden öğrendim. Bir bakayım inceleyeyim. Nasıl olmuş. Erişim engeli medya asimetrisi, siz de burada farklı medya kuruluşlarını temsil ediyorsunuz. TRT devletin televizyonu Türkiye’nin değil, Avrupa’nın en büyük tesislerini, en büyük yatırımların açılışını yapmamız halinde dahi devletin kanalı İstanbul’dan bahsetmezken herhangi bir ilçe belediyesinin başka başka konularda münazaralarını hatta söyleşilerini televizyonlara taşıyabiliyor. Hem de bizim paramızla bunu yapıyor. Sizin benim burada bulunmayan milyonlarca insanın parasıyla bunu yapıyor. Bunların yaşandığı yerde erişim engeli de olur. Birilerinin söz hakkı da kesilir. Söz hakkı da engellenir ama bütün bunlarla mücadele, kutsal bir mücadele. Demokrasi mücadelesi en güçlü şekilde, en karakterli şekilde devam ediyor olacak”
“DEVLETİN GÜCÜYLE YAPILAN BİR UZAY SEYAHATİNE EŞLİK ETMEK MARİFET DEĞİL”
“Uzaya giden ilk Türk Astronot hakkında neler hissettiniz” sorusu üzerine de İmamoğlu şunları söyledi:
“Gurur verici. Elbette uzaya giden bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının olması bizim bayrağımızı oradan dünyaya göstermesi gurur verici ama esas gurur verici olan bizim kendi uzay aracımızla uzaya gidiyor olmak, uzay araştırmalarında yol katetmiş olmamız ya da vadedilen gibi Ay’a gidiyor olmak ya da uzay araştırmalarıyla ilgili geldiğimiz hangi seviye varsa onu tartışmak. Yoksa bir başka kurumun kuruluşun ya da devletin gücüyle yapılan bir uzay seyahatine eşlik etmek bir marifet değil ama bunu da yaptık. Bizim de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız orada bayrağımızla bulundu. Bir astronot kimliğiyle tarihe geçti kayda geçti. Her şeye rağmen gurur verici”
“SADECE BİR KİŞİ NE DERSE O OLUR VE FEDERASYON BAŞKANI SEÇİLİR”
“Az önceki kadın futbol takımının Süper Ligi’ne baktığımız zaman bu sene ilk defa play-off sistemi olmadan çeşitli sistemde oynuyorlar. Kadın futboluna dair neler söylemek istersiniz” sorusuna da İmamoğlu, şöyle konuştu:
Türk futbolunda ve Türk sporunda tartışılacak çok fazla şey var. Yani şu anda ben Türk futbolunu tabi uzaktan takip ediyorum. Ama bu kadın futbolu ama diğer erkek futbolu fark etmiyor. Yöneticiler sistemin içinde bulunan bütün kulüpler çok şikayetçi. Bütün düzenden, bütün sistemden bu kadar şikayet varsa bir problem var demektir. Bu da bence meselenin özüne baktığınızda her zaman söylüyorum. Siyasetin ve kurumlarının bu kadar baskın, etkili oldukları bir spor sisteminin başarılı olma şansı yok. Dünyada bu kadar devletin gücünün spora etkin bir şekilde yönetimine baskın bir şekilde hakim birkaç tane ülke kaldı. Bunlardan birisi de ne yazık ki Türkiye. Yani sporu, sporcular, sporseverler, spor insanları yönetiyor. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde bizde ise federasyon ne derse o olur. Ya da bir federasyon başkanı seçilecekse iktidar ne derse o olur veya işte hatta iktidarı da geçtik. Sadece bir kişi ne derse o olur ve federasyon başkanı seçilir. Gidilir ondan icazet alınır.
Bu Türk sporunu bir yere taşımaz, taşımıyor da zaten. Ne kadar tesis yaparsak yapalım taşımıyor. Bak burada çok metruk halde, çok kötü durumda yıllarca ihmal edilmiş, hem de yani Yedikule önemli bir semttir ve önemli bir kulüptür. Benim de anılarım var elbette. İstanbul Üniversitesi’nin futbol takımında oynarken en yoğun antrenman yaptığımız saha burasıydı. O dönemde üçüncü ligdeydi Yedikule. Yani hafiften de takımına geçmek gibi de bir durum talebi olmuştu. Şimdi orayı düzeltip tekrar buradaki çocuklara, gençlere yıllar sonra, neredeyse 32-33 sonra hediye etmek, bir belediye başkanı olarak bunu tekrar buradaki çocuklara, gençlere, kızlarımıza, oğullarımıza bu fırsatı burada sunabilmek Türk sporu adına benim için gurur verici. Bu anlamda hem tesisleşmeye, hem sporu yaygınlaştırmaya hem aynı zamanda branşları yaygınlaştırmaya hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü üzerinden hem de diğer kulüpleri de çok yönlü desteklemeye yoğun gayret gösteriyoruz.
Aynı zamanda sporu bir toplumsal felsefe haline getirmeye. dönük hamlelerimiz çok yoğun. Buda hem Avrupa oyunları, hem olimpiyatlar ve paralimpik oyunlar noktasında yoğun bir yolculuğu ve mücadeleyi de verdiğimizi 2036- ve 2027 hedefiyle verdiğimizi de belirteyim. Bunlar hepsi birbiriyle aslında eklentili ve bunları verirken de spor camialarını, spor kulüplerini ziyaret ederek onların iş birliğiyle yerelde bir güç olarak yapma gayreti içerisindeyiz. Tamam bir partiyi yönetebilirsiniz, bir kurumu yönetebilirsiniz. Ama her şeyi ben yönetirim anlayışı Türk sporuna yakışmaz. Bu anlamda Türk sporunun düzelmesi için, sporda da bağımsızlaşmayı, kendini, kendi kendini yöneten bir sistemi kurmayı sadece futbol açısından söylemiyorum. Genel bütün branşlar noktasında söylüyorum. O zaman Türk sporu gelişebilir.
Çocuklarımızdan inanılmaz başarılı dünya ölçeğinde çok çok başarılı nüfusuna göre başarılı 90 milyona yakın Türkiye Cumhuriyeti nüfusuna göre olimpiyatlarda ilk beşe ilk ona madalya sayısı açısından giren bir ülke olmayı başarırız.
“İYİ İNSANLAR YARIŞSIN, FATİH KAZANSIN, İSTANBUL KAZANSIN”
İmamoğlu, “Başkanım Fatih Belediye Başkanı sizin hakkınızda arkadaşımdır dostumdur dedi. Arkasından da aklınızın yenilmemesi gerektiği ve iyi işler de yaptığınızı söyledi. Bununla ilgili bir açıklamanız olur mu acaba” sorusuna da, “Benim arkadaşımdır dostumdur doğru ama diğer cümleleri de söylediyse teşekkür ederim kendisine. İyi insanlar rakipte olsalar, iyi insanlar farklı görüşte de olsa olsalar birbirine güzel cümleleri kurarlar. Ben de hayatım boyunca öyle davrandım öyle davranmaya da devam ediyorum. İyi insanlar, güzel insanlar hangi partiden görüşte olursa olsun, bu ülkeye 360 derece fayda verirler. Yani hiçbir zaman zarar vermezler. Mücadeleleri bile güzel olur. Bir insan da şu an benim sol tarafımda duruyor. Bu Fatih için mücadeleden Mahir Bey de hem işinde mahir hem yaşamında mahir, özel bir insan. İyi insanlar yarışsın, Fatih kazansın, İstanbul kazansın, memleket kazansın temennimiz odur” yanıtını verdi.