Zamanın Çocuk İşçileri Şimdilerde Staj ve Çıraklık Mağduru Oldu: ”10 Yaşından Beri Sanayilerdeyim…” ”Çocukluğumuzda Verdiğimiz Emeklerin Karşılığını İstiyoruz”
10 Yaşından beri sanayilerdeyim: Meslek öğrenmek için küçük yaşlarda çoğu zaman ağır sanayide işçi olan, staj ve çıraklık mağdurları, staj yaptıkları ve çırak olarak çalıştıkları dönemin sigorta başlangıcı sayılmaması nedeniyle EYT’den faydalanamıyor. 46 yaşındaki Seyfettin Kandemir, “Anne babalarımız cahil kişiler, en azından, ‘devletimiz çocuğumuza sahip çıksın’ dediler. Şu anda Çalışma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın sahip çıkmış halini hep beraber görüyoruz. Bizi yarı yolda bıraktılar. 8 bin gün primim var. 46 yaşındayım… 10 yaşından beri sanayilerdeyim. Hani bu Milli Eğitim Bakanlığı, hani Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, nerede Cumhurbaşkanı…” derken Birsen Özdaş ise, “Bizler çocukluğumuzda verdiğimiz emeklerin karşılığını istiyoruz” diye konuştu.
Staj ve çıraklık yaptıkları dönemler sigorta başlangıç tarihlerinde, ”kısa vadeli sigorta kolu” olarak göründüğü için mağdur olduklarını ifade eden çalışanlar, emekliliklerinde bu tarihlerin esas alınmaması nedeniyle mağdur olduklarını ifade ediyorlar. Emeklilik hesaplarında stajlarının ve çıraklık dönemindeki çalışmalarının geçerliliğinin olmadığını, emekliliğe sayılmadığını kendilerine kimsenin söylemediğini, sonradan öğrendiklerini belirterek, haklarını istiyor.
ARALARINDA EMEKLİLİK YAŞI 60’A ÇIKANLAR VAR
Sigorta başlangıçları sayılmadığı için aralarında emeklilik yaşı 60’a çıkanların dahi bulunduğu staj ve çıraklık sigortası mağdurları, staj ve çıraklık döneminin sigorta başlangıç günü olarak düzenlenmesini ve bu konuda kanun değişikliği yapılmasını talep ediyor. Staj ve çıraklık süresinin sigorta başlangıç tarihi sayılması durumunda staj ve çıraklık mağdurları; 9 Eylül 1999’dan önce işe girenleri kapsayan EYT düzenlemesinden yararlanabilecekler ve emekli olabilecekler.
“SABAH KALKTIĞINDA KUCAĞINDA NUR TOPU GİBİ BİR EYT”
Ankara Anıtpark’ta Türkiye’nin farklı bölgelerinden bir araya staj ve çıraklık mağdurları ANKA Haber Ajansı’na konuştu:
Hasbi Demirtaş: 1987 döküm mezunuyum o yıllarda Bize zorunlu staj yaptırdılar. Bize sigorta sicil numarası verdiler ve bizim diğer çalışanlardan hiçbir ayrıcalığımız yoktu. Bize ‘A şıkkı bu sigorta kolu uzun kol veya B şıkkı bu sigorta kısa kol, birinden birini seçin’ diye kimse bir şey söylemedi. 37 yıl önce bir cinayet işlendi…Aradan 37 yıl geçti ben şimdi torun sahibiyim. Be bu emekli maaşını alamayıp, torunumun geleceği ile ilgili harcayamamanın derin üzüntüsünü yaşıyorum. Şu anda emekli olup 40’lı yaşlarda misket oynuyorlar ama ben 56 yaşındayım yaklaşık 7 bin gün prim günüm var ona rağmen bir de askerlik borçlanması hakkı verilerek 1999’dan önce hiçbir girişi olmamış, adına prim yatırılmamış, ama sen askerlik borçlanması yap 8 Eylül 1999’un önüne geç sen de EYT’lisin.
Yani akşam yatıp sabah kalktığında kucağında nur topu gibi bir EYT. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bizim gözyaşlarımız, içimize akıyor. Bana bin lira da verse… Ben o hakkımı alabilseydim. Haklı olarak kazandığınız 1 lirayı kaybettiğiniz zaman inanın sabaha kadar uyku uyuyamazsınız.
“EMEKLİ OLMAK İÇİN 60 YAŞINI BEKLEMEM GEREKİYOR”
Tarık Nazik: Tarsus Endüstri Meslek Lisesi (Metal bölümü) 1990 yılı mezunuyum. O yıllarda bizi ‘sigortanız yapılacak’ diye kandırdılar. Bugüne kadar 37 yıl geçti ve bu mağduriyetin üzerine hiç kimse düşmek istemiyor. Bu mağduriyeti bu iktidar çözmeyecek de kim çözecek? Ben 52 yaşındayım, tır şoförüyüm. Emekli olmak için 60 yaşını beklemem gerekiyor. Evimiz yok barkımız yok…
“10 YAŞIMDAN BERİ SANAYİLERDEYİM”
10 Yaşından beri sanayilerdeyim diyen Seyfettin Kandemir, (Samsun Bafra): 11 yaşımda ilkokulu bitirdim, sanayi sitesinde çırak olarak başladım. Anne babalarımız devletimize güvendi bizi tutup sanayi sitesine verdiler. Orada 5 yıl çıraklık eğitimi gördüm. Anne babalarımız cahil kişiler, en azından, ‘devletimiz çocuğumuza sahip çıksın’ dediler. Şu anda Çalışma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın sahip çıkmış halini hep beraber görüyoruz. Bizi yarı yolda bıraktılar. 8 bin gün primim var. 46 yaşındayım. 38 yaşından 5 bin prim gününden emekli olan kardeşlerimiz var. 10 yaşından beri sanayilerdeyim.
Hani bu Milli Eğitim Bakanlığı hani Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, nerede Cumhurbaşkanı… Bu bakanlıkları denetleyen kimse yok mu? Kendi iş yerim var sanayi sitesinde ama Bağ-Kuru ödeyebilecek gücümüz yok. En azından emekli olalım, Bağ- Kur ödeyemeyelim. 6 bin lira aylık taksitim var ödemek istiyorum, ödeyemiyorum. 3308 yasa devreye girerse Bağ-Kur’u ödemekten kurtulurum.
“BİZLER BÜTÇEYE YÜK DEĞİL, EMEKÇİYİZ CUMHURBAŞKANIM”
Birsen Özdaş: Biz çocukluğumuzda verdiğimiz emeklerin karşılığını istiyoruz. Bizler, bütçeye yük değil, emekçiyiz sayın Cumhurbaşkanım. Benim şu an 8 bin 476 gün primimi var. Fakat bu prim günümle hala emeklilik hakkımı kazanamıyorum. Neden? Biz kısa kollara tabiymişiz. Fakat biz böyle ‘kısa kol, uzun kol’ kavramını bilmiyorduk…
Volkan Güzel: İşe girişim 1996. Bana devlet, ‘senin o tarihi saymıyorum. 7377 prim gününü saymıyorum, seni emekli yapmıyorum’ diyor. Ben bugün 7 bin 377 gün prim sayısı ile niye emekli olamıyorum? Niye 16 yıl 9 ay bekliyorum, bunu devletime soruyorum…
Hülya Akpirinç: Bana diyor ki ‘17 yıl daha çalışacaksın’ 58 yaşını beklemek zorunda bırakıyorlar beni. Ben şu anda 42 yaşındayım ama 38 yaşındaki insanları EYT’den emekli ettiler. Asgari ücrete çalışıyorum…
“DOKTORUN AVUKATINKİ SAYILIYOR, BİZİMKİ NİYE SAYILMIYOR?”
Murat Çiğdem: Doktorun, avukatın staj başlangıcı sayılıyor bizimkisi meslek liselerinki sayılmıyor. Biz hakkımız olanı istiyoruz.
Ayşe Özdal: Emekli olmayı talep ediyoruz 56 yaşındayım, mağduruz. Şu zamanda hayat da geçim de çok zor. İşe de giremiyoruz, şu anda bizler yaşamıyor sürünüyoruz.
Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Federasyonu Başkanı Murat Bal da 49 yaşında olduğunu ve kendisinin de staj ve çıraklık mağduru olduğunu belirtti.
İstanbul Büyükçekmece’de Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) kapsamında çalıştığı sanayide kafası sac büküm makinesine sıkışarak hayatını kaybeden 14 yaşındaki Arda Tonbul’u hatırlatarak meslek lisesi stajyer ve çırakların yaşadıkları sorunlara değinene Murat Bal, ANKA’ya şöyle konuştu:
“14 yaşından 16 ve 17 yaşından itibaren bilfiil çalışan insanlar bunlar. Devlet bizim işe girişlerimizin yapıldığını söyledi. Bizim elimize sigorta kartları verdi. Ama maalesef o sigorta kartlarının ön tarafında yazan işe giriş tarihi bugün kabul edilmiyor. Arka tarafında yazan sigorta numarası kabul ediliyor. Madem bu kart geçersiz o zaman üstüne yazsalardı ‘Bu sizin emekliliğinizde geçmeyecek’ diye. Herkes bize işe girişimizin ‘yapıldığını’ söyledi. O zamanlar e-devlet yoktu. Bizim kontrol edebileceğimiz mekanizmalarımızda yoktu. Biz 2023 yılını sonuna kadar hala işe girişimizin o tarih olduğunu biliyorduk. Ben 49 yaşındayım ben de emekli değilim. Mesele sadece emeklilik meselesi değil. Mesele bir haksızlık olması…
“BİRÇOK ARKADAŞIMIZ DA PARMAK KAYIPLARI VAR”
Geçtiğimiz günlerde, bir evladımız vefat etti. Arda Tombul… Organ kayıplarımız var… Birçok arkadaşımız da parmak kayıpları var, başka yaralanmalar var… Arda Tombul okulda arkadaşları merdivenden itti de mi öldü? Kafasını pres makinasına kaptırtıp da mı öldü? Madem biz öğrenciyiz bizim başımızda öğretmen mi var? Hayır, usta var… Özlük haklarımız da yok.
“TÜİK DE BİZİM ÇALIŞAN OLMADIĞIMIZI ÖĞRENSİN”
Bakanımız sayın Vedat Işıkhan’a soru önergesi veriliyor diyor ki ‘Hayır onlar çalışan değil’ o zamana bakanımız bu yazılı önergeyi bir zahmet TÜİK’e de göndersin. TÜİK de bizim çalışan olmadığımızı öğrensin, TÜİK bizim çalışan olduğumuzu söylerken Çalışma Bakanı böyle olmadığını söylüyorsa, devlet kurumları arasında da bir kargaşa vardır demektir.
“ARDA TONBUL ÖZLÜK HAKLARI OLMADAN VEFAT ETTİ”
Şu anda staj ve çıraklık yapan çocuklarda da aynı sorunların yaşadığına dikkat çeken Bal, “Bizim hakkımız olmadığını söyleyen siyasilere bir kez daha sesleniyorum, bana söylemesinler bunu, gitsinler Arda Tombul’un annesine babasına söylesinler. Bugün o çocuğumuz vefat etti ve özlük hakları olmadan vefat etti. Bu haksızlığı kabul etmek mümkün mü?”