CHP Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önal, TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde; “Uzman çavuşlarımızın en büyük sorunu sözleşmeyle çalışıyor olmalarıdır.
”Vatan müdafaası sözleşmeyle olmaz.”
Uzun süredir devam eden uzman çavuşların en büyük sorunu ayııbından bir an önce dönülmelidir, uzman çavuş arkadaşlarımız acilen muvazzaf statüye geçirilmelidir. Uzman çavuşlarımızın hâlen atama yönetmeliği bulunmamaktadır. Atama yönetmelikleri de olmadığı için meslek hayatlarının büyük bölümünü operasyon bölgelerinde geçiriyor, bu da uzman çavuşlarımızın aile bütünlüğünü olumsuz yönde etkiliyor” dedi.
Uzman çavuşlarımızın en büyük sorunu sözleşmeyle çalışıyor olmalarıdır. Vatan müdafaası sözleşmeyle olmaz.
Uzun süredir devam eden bu ayıptan bir an önce dönülmelidir, Uzman çavuşların en büyük sorunu için acilen muvazzaf statüye geçilmelidir.
Uzman çavuşların en büyük sorunu, halen atama yönetmeliği bulunmamasıdır. Atama yönetmelikleri de olmadığı için meslek hayatlarının büyük bölümünü operasyon bölgelerinde geçiriyor, bu da uzman çavuşlarımızın aile bütünlüğünü olumsuz yönde etkiliyor dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Milli Savunma Bakanlığı Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önal, uzman çavuşların sorunlarını dile getirerek şunları ifade etti:
“UZMAN ÇAVUŞLARIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU SÖZLEŞMEYLE ÇALIŞIYOR OLMALARIDIR. VATAN MÜDAFAASI SÖZLEŞMEYLE OLMAZ”
“Uzman çavuşlarımızın en büyük sorunu sözleşmeyle çalışıyor olmalarıdır. Vatan müdafaası sözleşmeyle olmaz. Uzun süredir devam eden bu ayıptan bir an önce dönülmelidir, uzman çavuş arkadaşlarımız acilen muvazzaf statüye geçirilmelidir. Uzman çavuşlarımızın hâlen atama yönetmeliği bulunmamaktadır. Atama yönetmelikleri de olmadığı için meslek hayatlarının büyük bölümünü operasyon bölgelerinde geçiriyor, bu da uzman çavuşlarımızın aile bütünlüğünü olumsuz yönde etkiliyor.
2017 yılından bugüne kadar uzman çavuşlarımızın boşanma oranlarında yüzde 237’lik bir artış meydana gelmiştir; yuvalar dağılıyor, aileler perişan oluyor. Bunun önüne geçmek için uzman çavuşlarımıza atama yönetmeliği getirilmeli, görevlendirme süreleri önceden belirlenmelidir.
“UZMAN ÇAVUŞLARIMIZIN KENDİ ARALARINDA ASTLIK-ÜSTLÜK İLİŞKİLERİ OLUŞTURULMALI, ALDIKLARI KIDEMLER RÜTBEDEN SAYILMALIDIR”
Uzman çavuşlarımızın aldıkları kıdem işareti rütbeden sayılmamaktadır. Bir gün görev yapan uzman çavuş ile 20 yıldır çalışan uzman çavuş arasında herhangi bir astlık ve üstlük ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu durum aynı zamanda uzman çavuşlarımızın maaş ve tazminatlarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Dolayısıyla, uzman çavuşlarımızın kendi aralarında astlık-üstlük ilişkileri oluşturulmalı, aldıkları kıdemler rütbeden sayılmalıdır.
Uzman çavuşlarımızın, sözleşmeli subaylarımızın, sözleşmeli astsubay ve sözleşmeli erlerimizin sağlık yönetmeliği hâlen eksikliklerle doludur. Sağlık yönetmeliğine açıklayıcı maddeler konulmadığı için doksan gün istirahat ve hava değişimi alan sözleşmeli askerlerimiz meslekten uzaklaştırılmaktadır.
Kısacası, uzman çavuşların en büyük sorunu emekliliğe hak kazananlar emekli edilirken emekliliğe hak kazanamayanlar yıllarca vatanımız için yaptıkları özveriye ve fedakârlığa rağmen mesleklerinden atılmaktadır. Bu durum ne vicdana ne de adalete sığmamaktadır. Bu konuda askerî personelimizin yaşadığı mağduriyet giderilmelidir.
Uzman çavuşlarımız sınır içinde ve sınır dışında kritik görevlerde çalıştırılmaktadırlar ama buna rağmen amaç dışı görevler de kendilerine yaptırılmaktadır. Yine, 5510 sayılı yasanın 47’nci maddesine göre adi malul emekliler sigorta kollarından 4/A ve 4/C bentlerinde tekrar çalışmaya başlayanların emekli maaşları kesilmektedir.
Bunların da diğer vazife malulü gaziler gibi çalıştırılması gerekmektedir. Eğer ki personelimiz sağlam ise görevlerine devam etmeli, emekli edildiler ise aldıkları emekli maaşları kesilmemelidir.
Uzman çavuşlarımızın, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay ve sözleşmeli erlerimizin yedi yıl hizmet süresi dolduktan sonra açıktan atamayla devlet memuru olmaları yasayla mümkündür ancak bu kanun uygulanmadığı için özellikle uzman çavuşlarımız yedi yıl hizmet süresini doldurup istifa ettikten sonra atanamamakta, yıllarca devlet kadrolarında işe girmek için beklemek zorunda kalmaktadırlar.
Sözün özü arkadaşlar, tüm bu problemlerin bir an önce dile getirilmesi ve çözülmesi gerekmektedir.
“MKE TEFTİŞ KURULU HANGİ GEREKÇEYLE KALDIRILDI”
Bilindiği üzere, Makine ve Kimya Endüstrisi kurumu 3/7/2021 tarih ve 7330 sayılı yasayla yapı ve statüsü değiştirilerek anonim şirkete dönüştürüldü. Büyük tartışmalardan sonra anonim şirket olan kurumda şaibeler, kurumla ilgili şikâyetler, çalışanların yaşadığı mağduriyetler bir türlü bitmek bilmedi.
Şirketleşme sürecinde Kırıkkale’de fabrikaların daha işlevsel hâle getirileceği, daha çok nitelik kazanacağı sözleri verilmişti. Ancak iddia edildiği gibi olmadı, söylenenler yalnızca söz olarak kaldı, fabrikaların üretim kapasiteleri düşürüldü, bazı fabrikaların Kırıkkale’yle olan bağları da koparıldı, ‘Kırıkkale’de üretimde çağ atlatacak’ denilen fabrikalar başka illere kaydırılmaya başlandı. Kurum anonim şirket olduktan sonra anonim şirket yönetim kurulunda alınan ilk karar 1953 yılından beri kurumda faaliyet gösteren teftiş kurulunun kaldırılması oldu.
Buradan soruyoruz: MKE Teftiş Kurulu hangi gerekçeyle kaldırıldı?
Teftiş Kurulu kaldırıldıktan sonra kurum içi denetim, inceleme ve soruşturmalar hangi mekanizma tarafından yerine getiriliyor? Ayrıca Kamu İhale Kanunu’nun 5’inci maddesine göre, idareler bu kanuna göre yapılacak ihalelerde saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, gizliliği ve kamuoyu denetimini sağlamakla yükümlüdür.
Bu durumda, MKE kurumu yapmış olduğu ihaleleri Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yapıyor, yoksa, artık anonim şirket olduk, Kamu İhale Kanunu bizi kapsamıyor mu deniliyor? Bu soruların cevabını ben değil, Türkiye merak ediyor. Yine, şirketleşme sürecinin ardından şeffaf yapısını kaybeden kurumda yeni işçi alımları da tartışma konusu olmuştur.
Kırıkkale’de iş bekleyen on binlerce gencimiz varken ikamet şartı aranmadan yeni işçi alımları yapılmıştır, bu sebeple Kırıkkale’deki işsiz gençlere yine sıra gelmemiştir.
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda kullandığı mühimmatı, silahı, patlayıcıyı üreten kurum yurt güvenliğimizin teminatı ve güvencesidir. Tüm bu sebeplerle, bir Kırıkkaleli olarak kuruma sahip çıkmak, kurum çalışanlarının haklarını korumak hepimiz için bir görev hem de bir sorumluluktur.”