Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, MİT mensuplarına baş sağlığı dilediği için isimleri ifşa ettiği gerekçesiyle hakkında 7 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasına tepki gösterdi. Ümit Özdağ, “Bana yapılan şey yarın başka milletvekillerine de yapılabilir. Bu anlamda benim hukukuma değil TBMM’nin hukukuna ve Anayasa’ya yapılan bir saldırıdır” dedi.
Ümit Özdağ’dan ‘MİT davası’ yorumu: TBMM’nin hukukuna ve Anayasa’ya yapılan bir saldırıdır
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İzmir programı kapsamında Ege Giyim Sanayicileri Derneği’ni ziyaret etti. Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul ve yönetim kuruluyla bir araya gelen Ümit Özdağ, sektörün sorun ve taleplerini dinledi. İhracatçılar kurun enflasyon kadar artmasını istediklerini belirtirken, Ümit Özdağ da yeni vergi paketi ve emekli maaşlarına yapılan zamma tepki gösterdi.
Özdağ: “Ne üretime yönelik ne de istihdama yönelik bir yaklaşım var”
Üretim ve istihdamın öncelenmediğini belirten Ümit Özdağ, şunları söyledi:
“Zafer Partisi olarak öncelikle sığınmacı ve kaçak meselesiyle ilgili politikalarımızı kamuoyunda görünmekle birlikte sadece sığınmacıları ve kaçakları vatanlarına yollamaktan ibaret değil. Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının ancak reel sektöre yapılacak yatırımlarla neoliberal paradigmadan ayrılıp sürdürülebilir bir planlı kalkınma sürecini başlatmakla olacağını biliyoruz.
Güçlü bir kadromuz var. İzmir sanayi dünyasının sıkıntılarınızı yakından öğrenmek istiyorum. Türkiye çok ağır bir ekonomik krizden geçiyor. Mevcut politika kuru sabit tutup sıcak parayla Türkiye’ye borç verenlerin borçlarını zamanında yeterli kar elde ettiklerinde alıp gidecekleri bir düzen üzerine kurulmuş. Ne üretime yönelik ne de istihdama yönelik bir yaklaşım var. Bu, bugün çıkmış değil. Biz nasıl sığınmacı meselesinde köklü bir çözüm önerisi getirdiysek benzer köklü bir çözüm önerisini de ekonomi alanında hedefliyoruz.”
Ertuğrul: “Bu yasalaştığı zaman baya sıkıntı içerisinde gireceğiz”
Ege Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul ise yeni açıklanan vergi paketi üzerinden tekstil sanayicilerinin zor durumda kalacağı konusuna değinerek şu ifadeleri kullandı:
“Sektörün çok ağır sorunları var. Şu andaki ekonomik oluşum bizim gibi işini takip edenlere ve bize yaramıyor. Kuru sabit tutmak, ekonomik görüntü anlamında belki onlar için uygun olabilir. Ülke bu durumda, bunun üzerine kurulmuş. İhracatçı çok zor durumda. Bir yıl içerisinde bizim girdilerimiz nasılmış, kur nasıl? Ekonomik düzen bize pozitif yansımış mı? Geçen sene eylül ayından bu yana bizim girdilerimiz yüzde 130 artmış. Kur yüzde 26’larda kalmış. Bu koşullarda nasıl iş yaparsınız, nasıl dışarıdan iş alırsınız, nasıl fiyat tutturursunuz? Bunlar zaten tekstili attılar. Şu anda da hedef şu… Üretim olmasın Türkiye’de. Turizme güzel yatırım teşviki veriyorlar.
Asgari ücrete bakıyorsunuz 17 bin lira. Gerçekten çok az. Bundan 8-9 sene önce işçi emeklisinin maaşı asgari ücretten 1.66 oranında fazla. Bu koşullarda şu anda bile asgari ücretin üzerine vergileri koyduğumuzda kişi başı bize maliyeti 600 dolar. Türkiye’deki firmaların çoğu Mısır’a yatırım yapıyor. Çünkü işçi maliyetleri düşük. 100-150 dolar. Bizim Türk firmaları da oraya yatırım yapıyor. Bugün 60 yatırım varsa 40-50’si bizim sektörde.
Dün bir ekonomik program açıklandı. Saçma sapan bir şeyler. Sen insanları EYT’den emekli yaptın. İşverene ‘Sen bunları yeniden işe aldığında yüzde 5 teşvik vereceğim’ dedin. Biz de aldık. Ama yeni yasa tasarısında o yüzde 5’i de kaldırıyor. Neye göre kime göre kaldırdın? Niye çomak soktun? Daha önce yabancı firmalara yüzde 15 kurumlar vergisi alıyorlardı. Şimdi ‘İstisnadan önceki rakamdan yüzde 10 ben senden vergi alacağım’ diyor. Bu yasalaştığı zaman baya sıkıntı içerisinde gireceğiz.”
“Yarın başka milletvekillerine de yapılabilir”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ümit Özdağ, düzenlenen bir basın toplantısında MİT mensuplarına baş sağlığı dilediği için “isimleri ifşa” iddiası hakkında 3 ila 7 yıl arasında hapis istemiyle dava açılmasına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“TBMM’de bir basın toplantısı düzenledim ve Libya’da şehit edilen iki MİT mensubuna Allah’tan rahmet diledim. Ben bu MİT mensuplarına haklarını vererek rahmet dilediğimiz zaman isimler zaten birçok yerde yayımlanmıştı. İlk kez ben kullanmadım. Üstelik TBMM’de bir Meclis faaliyeti çerçevesinde meclis televizyonundan yayınlanan, yerini Meclis’in tayin ettiği bir ortamda yapılmıştır basın toplantısı. Hem böyle olmasına rağmen hem de iki kez ifşa edilemeyeceğine rağmen savcılık 3-7 yıl hapis cezası istemiyle hakkımda dava açtı.
Ağır ceza olarak yollamışlar. Ama bu ağır ceza değil. Ağır ceza iddianameyi geri yollamış. Şimdi başka mahkemede bekliyor. Bu, Zafer Partisi’ni baskı altına almak amacıyla yapılmış bir siyasi yaklaşımdır. Bana yapılan şey yarın başka milletvekillerine de yapılabilir. Bu anlamda benim hukukuma değil TBMM’nin hukukuna ve Anayasa’ya yapılan bir saldırıdır. Biz Zafer Partisi olarak tüm üyelerimizle bugüne kadar nasıl Türkiye’nin örtülü istilasına karşı çıktıysak bu zamandan sonra da bu açılan davalara rağmen mücadelemizi geri adım atmadan sürdüreceğiz.”
“En düşük emekli maaşının olması gereken rakam 27 bin liradır”
Emekli aylıklarına yapılan zamma tepki gösteren Ümit Özdağ, yetkilileri 12 bin 500 lirayla geçinmeye davet ederek şunları söyledi:
“Emeklilere yapılan 2 bin 500 liralık zam komik bir zamdır. En düşük emekli aylığının olması gereken şey asgari ücrettir. Ancak 2008’de yapılan bir düzenlemeyle insanlar emekli olduklarında eskiden maaşının yüzde 70’ini alırken bu yüzde 30’a düşüldü. Yapılması gereken şey yine yüzde 70’e çıkarmaktır. 2002 rakamlarının üzerinde hareket edersek bugün en düşük emekli maaşının olması gereken rakam 27 bin liradır. Onun için bu zammı yapanlar 12 bin 500 lirayla bir ay geçinmeyi denesinler. Ondan sonra Türk halkına böyle bir rakam önersinler.”
“Bu sistem içerisinde adil bir vergilendirme ve kalkınma mümkün değildir”
Yeni vergi sistemini de değerlendiren Ümit Özdağ, şunları kaydetti:
“Vergi sistemi ise tamamen adaletsiz bir sistem. Bugün vergi sisteminin temel adaletsizliği, dolaylı vergiler üzerinden zenginle fakirin sırtına asit yükü yükleyip zenginden fakire değil fakirden zengine bir kaynak transferi yapılan bir sistem olmasıdır. Onun için bu sistem içerisinde adil bir vergilendirme ve kalkınma mümkün değildir.”