OYAK 64. Olağan Genel Kurulu, çalışmasını tamamlayarak 2023 yılı nema oranı %77,1 olarak açıkladı.
CHP Genel Başkanı Özel emekliler mitinginde OYAK kurumu hakkında özetle şöyle dedi:
Bakın 2023’te Koç Holding’in portföy yöneticileri yönetse yüzde 720 Sabancı Holding yüzde 285. Yüzde 230’dan aşağıya portföy getireceği yok.
1 milyon liralık hisse alan vatandaş yıl sonunda Koç Holding’den 7,2 milyon lira Sabancı portföyünden ise 2,85 milyon lira kazanmış…
Araştırmalar ortaya şu gerçeği çıkardı:
Koç Holding %720 yanılgısı ve dezenformasyonu yukarıdaki nema duyurusundan kaynaklanmaktadır.
Bir temettü ödemesinde kamuoyu duyurusunda ödenen 7,2 tl olan miktar nominal hisse değeri bir lira baz alındığı için %720 olarak ifade edilir.
Ancak hisse değeri kchol 240 (misal) olursa yüzde 3 ‘lük verime isabet eder.
Borsa yatırımcısı temettü verimine bakar oda yüzde üçtür hisse başına Koç Holding için.
Halen devam eden Rusya – Ukrayna savaşının, dünya genelinde yaşanılan enflasyon ve resesyon sarmalının ve Çin’in dünya ve ülkemiz ticaret üzerindeki baskılayıcı ekonomi politikalarının ve 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin olumsuz etkileri ile Türkiye ve dünya ekonomisinde yaşanan sıkıntılarla geçirilen 2023 yılı için açıklanan bu nema oranı çok çok üst düzeyde ve anlamlı bir rakamı ifade ediyor.
Uluslararası denetim kuruluşları tarafından denetlenen ve bilançoları rapora bağlanan OYAK, Türk ekonomine üreterek büyük katkı veriyor.
Üretim istihdam yaratıyor istihdam yaratıyor.
İhracat yapıyor, vergi veriyor ve tabi ki ülke ekonomisine ciddi oranda katkı sağlıyor.
RESMİ WEB SAYFASINDAKİ BİLGİLER
1 Mart 1961 tarih ve 205 sayılı Kanun ile kuruldu.
Bu kanun çerçevesinde özel hukuk hükümlerine bağlı olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin değerli mensupları için “yardımlaşma ve emeklilik fonu’’ haline geliyor.
Üyelerinden her ay düzenli olarak maaşlarından %10 oranında aidat kesiliyor.
İlaveten dev yatırımları olan iştiraklerinden gelen kârlar da fona ekleniyor.
Günümüzde ülkemizde yerleştirilmeye çalışılan Bireysel Emeklilik Sistemine de (BES) örnek oluyor.
Üyelerinden yaptığı kesintileri (tasarruflarını) sermayeye ve üretime dönüştürerek dev holdingler gibi dev yatırımlar yaparak, fabrikalar kurarak, katma değer yaratarak, artı değer yaratarak, istihdama katkı vererek, günümüzde güvenilir çok büyük bir ekonomik kuruluş haline geliyor.
Bu yatırımlarının aslında SSK, Bağkur, Emekli Sandığı gibi kamu kurumlarına da örnek olması gerekir.
Bugün Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında birleşen bu sosyal güvenlik kurumlarının neden OYAK gibi nema dağıtmadıklarını sorgulamak gerekmez mi?
32 milyon çalışandan toplanan sosyal güvenlik primleri neden OYAK gibi yatırımlarla değer kazanmıyor?
Çünkü her ay toplanan bu paralar genel bütçe içinde devlet harcamalarına katılıyor.
ÇARPICI GERÇEK
Türkiye’de hükümetler tarafından yönetilen sosyal güvenlik sistemi aktif çalışanlardan sağladığı prim gelirleriyle, emeklilere aylık ödüyor.
SGK, 2022 yılında bütçeden yapılan rekor transferlere rağmen 39,7 milyar TL açık verdi.
Kurumun açığı önceki yıla göre yüzde 83,8 büyüdü
OYAK’ın yaptığı mı doğru, SGK’nın yaptığı mı doğru?
Bugün emeklilerin acıklı durumları ortada iken, en düşük emekli maaşı 10 bin lira iken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konu emekli maaşları olduğunda, “Bütçe kaldırmıyor” diye yanıt veriyorsa demek ki SGK sistemi değil sistemsizliği var demektir.
OYAK’ı örnek almak varken, yüzde 77,5 nema dağıtmasını eleştirmek gerçekçi değil, siyasidir.
Yatırımlarını Türk ekonomisinin ve Türk sanayinin ihtiyaçları dikkate alınarak uzun vadede kâr sağlayan sürdürülebilir ve geleceği olan alanlara yatırım yapıyor.
EMS: EMEKLİ MAAŞ SİSTEMİ
OYAK, 1996 yılında yapılan bir düzenleme ile “Emekli Maaş Sistemi’’ getirdi.
Bu sistem ile OYAK üyesi emekli olduğunda, istediği takdirde, birikiminin tamamını veya bir kısmını (1/4, 2/4 veya 3/4) OYAK’ta bırakarak karşılığında her yıl nema alıyor.
Bu sayede de OYAK üyeliği devam ediyor.
OYAK’ın şirketleri, kurduğu ortaklıkları ve yaptığı yatırımlar şöyle:
OYAK RENAULT
MAİS Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş., 10 Ocak 1968 tarihinde OYAK Grup şirketi olarak kuruluyor ve ilk Renault marka otomobili 1971 tarihinde Türk tüketicisine sunuyor. Şirketin sermayesinin %51’i OYAK Grubuna, %49’u da Renault S.A.S’a ait oluyor.
OYAK Renault Otomobil Fabrikaları, 1971 yılında üretime başladığından beri Türkiye’nin ilk station wagonlu (Renault 12 SW), ilk klimalı (Renault 12 GTS), ilk dizel motorlu (Renault 9 GTD), ilk otomatik vitesli (Renault 9), ilk yol bilgisayarlı (Renault 21 Concorde) otomobilini ve ilk dizel otomobil motoru üretimini gerçekleştirerek pek çok ilke imza atıyor. 1998’de Megane Wagon, sadece OYAK Renault’da üretilmeye başlanıyor. Bu model Türk Otomotiv Sanayisi’nin gelişmiş pazarlara yüksek miktarlarda ihracata başlamasında öncülük yaparak sanayi tarihine geçiyor. OYAK Renault Otomobil Fabrikaları, elektrik motorlu Fluence üretimi ile Türk Otomotiv Sanayii’nde yeni bir çığır açıyor. Kullanımda sıfır karbon salınımlı elektrik motorlu araçlar ile Renault herkese sürdürülebilir ulaşım olanağı sunuyor.
YABANCI YATIRIMCI TÜRKİYE’Yİ TERCİH ETMİYOR
Türkiye’de OYAK Renault dışında çok sayıda otomobil firması üretim yapıyor. Ancak son yıllarda değişik nedenlerle bazı otomobil firmaları ya üretimlerini Türkiye’den başka ülkelere kaydırıyor ya da yatırım için Türkiye’ye gelmiyor veya Türkiye’de yatırım kararı almış olsa bile Türkiye’ye yatırım yapmaktan vazgeçiyor.
Örneğin Volkswagen, Türkiye’de yatırım kararı almışken, bu maksatla Manisa’da fabrika arazisi alıp, şirket kurmuşken son anda yatırımdan vazgeçip yatırımını Slovakya’ya yapıyor. Daha önce yatırımını Türkiye’de de yapılabileceğini açıklayan Çin otomobil devleri Türkiye’den vazgeçiyor; Chery, İspanya’da, BYD ise Macaristan’da fabrika kuruyor.
TOFAŞ’ın Bursa fabrikasında ürettiği Fiat Doblo’nun üretimi İspanya’ya kaydırıyor. 2021 yılında iki büyük otomotiv devi FCA ile PSA’nın birleşmesiyle kurulan Stellantis Grubu, Doblo’nun 5’inci neslinin 2023 yılının başından itibaren İspanya’daki Vigo fabrikasında üretileceğini duyuruyor.
Türkiye’nin en büyük otomotiv şirketi Ford Otosan, Romanya’daki fabrikasının bünyesine katılmasıyla bazı modellerinin üretimini ve elektrifikasyon konusundaki deneyimini Romanya’ya taşıyor. Avrupa’nın ticari araç üretim lideri Ford Otosan, kısa süre önce hattan indirdiği E-Transit üretimini Romanya Craiova’da taşıyor.
Honda, Gebze’deki fabrikasını kapatıp Türkiye’den ayrılıyor.
OYAK RENAULT İSE TÜRKİYE’NİN GURURU…
Hal böyleyken, dünyanın önde gelen otomotiv şirketlere ülkeye yatırıma gelmezken ve ülkenin önde gelen otomotiv şirketleri ülkedeki mevcut üretimlerini yurt dışına taşırken, güçlü ortağı ile 50 yıldan uzun süredir Türkiye’de faaliyet gösteren dünya devi OYAK Renault, Türkiye’yi markanın ihracat üssü yapacak bir adım atıyor.
YENİ DEV YATIRIM
Türkiye için 2027 oyun planını İstanbul’dan dünyaya duyuran Renault ve OYAK; 400 milyon Euro’nun üzerinde yatırım yapacaklarını, Türkiye’de yeni model ve motor üretimine başlayacaklarını, 2027’den önce dört yeni Renault modeli Bursa’daki OYAK Renault fabrikalarında üreteceklerini ve Bursa fabrikasını sadece Avrupa’nın değil, dünyanın diğer ülkelerinin de ihracat merkezi haline getirerek Türkiye’yi dev markanın ihracat merkezi yapmayı hedeflediklerini açıklıyor.
OYAK Renault, yaptığı açıklamada 2027’den önce üretecekleri dört modelden birinin Renault Duster olmak üzere üç adet SUV olacağını, 2025 yılına kadar Bursa’daki Ar-GE merkezinde çalışan mühendis sayısının 500’e ulaşacağını, bu Ar-Ge ekibinin 2022 yılına göre iki katına çıkması anlamına geldiğini belirtiyor.
OYAK ÇİMENTO
OYAK, Türkiye’de inşaat sektörü durgunluğa girdikten ve temel altyapı yatırımları durduktan sonra 2018 yılında, OYAK Çimento’nun yüzde 40’ını dünyanın en büyük çimento şirketlerinden olan Tayvanlı Taiwan Cement Corporation (TCC)’a 640 Milyon USD karşılığında satıyor.
OYAK, bu satışın hemen ardından kurduğu bu ortaklık ile Avrupa’nın en eski ve köklü çimento markalarından olan Cimpor’un Portekiz ve Cape Verde operasyonlarını satın alıyor, ardından da Gana, Kamerun ve Fildişi Sahilleri’nde yatırımlar yapıyor.
OYAK, çimento sektöründeki ortağı TCC ile ortaklığını; sürdürülebilir büyüme ve karbon emisyonlarını azaltma vizyonu doğrultusunda daha ileri bir seviyeye götürüyor. TCC, 2023 yılında OYAK Çimento’daki payını artırıyor.
Bu kapsamda Cimpor Portugal Holdings hisselerinin %100 işletme değerinin 800 milyon Euro bedelle OYAK’ın yüzde 60 oranındaki hisselerinin satışı ve OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş.’nin hâkim ortağı konumundaki OYAK Denizli Çimento hisselerinin %100 işletme değerinin 1 milyar 300 milyon Euro bedel ile OYAK’ın OYAK Denizli Çimento’da sahip olduğu yüzde 60 oranında hissenin yüzde 20’sinin satışı konularında mutabakata varılıyor. Bu sayede ülkemize yüklü miktarda nakit kaynak sağlanmış oluyor.
STRATEJİK YATIRIM: KARBON SİYAHI ÜRETİM TESİSİ
OYAK, 2020 yılında İskenderun’da inşa edilecek karbon siyahı üretim tesisi yatırımı için, proje bazlı devlet teşviği alıyor. Bu maksatla OYAK, Sentetik Karbon Ürünleri San. ve Tic. A.Ş’yi kuruyor. OYAK, stratejik yatırımlarından biri olan karbon siyahı üretimi ile Türkiye’nin yıllık 220 bin tonluk yurt içi karbon siyahı ihtiyacını bu yatırım ile karşılamayı ve yıllık 330 milyon dolarlık ithalatın önüne geçmeyi planlıyor.
OYAK, bu maksatla TCC’nin iştiraki olan ve dünyanın en büyük altıncı karbon siyahı üreticisi konumundaki Continental Carboun’un hâkim şirketi Tayvanlı International CSRC Investment Holdings Co. Ltd. (CSRC) ile ortaklık kuruyor.
OYAK, bu iş birliğiyle İskenderun’da karbon siyahı üretim tesisi kurma konusunda yatırım kararı alıyor. Türkiye’de araç lastiği başta olmak üzere kauçuk ve boya endüstrisi ile özel elektronik ürünler gibi pek çok alanda kullanılan karbon siyahının, 330 milyon ABD Doları pazar büyüklüğü ile Orta Doğu ve Afrika bölgesinin en büyük karbon siyahı pazarı konumunda olan Türkiye’nin, OYAK ve TCC’nin karbon siyahı alanındaki ortak yatırımı sayesinde dışa bağımlılıktan kurtulması hedefleniyor.
İthalatı sıfırlayabilecek kapasitedeki bu projenin, cari açığı azaltması, ihracat potansiyeliyle de ülke ekonomisine ve dış ticarete katma değer sağlamasına ve önemli miktarda dövizin ülkede kalmasına vesile olması bekleniyor.
Karbon siyahının, dünyada 13,5 milyon ton ve 14 milyar dolara yaklaşan bir pazar büyüklüğü bulunuyor.
AKDENİZ CHEMSON
2012’de Akdeniz Kimya ve 2013 yılında Avusturya bazlı Chemson şirketlerini satın alarak 2020 yılında Akdeniz Kimya ile Chemson’u tüm operasyonlarıyla birlikte “Akdeniz Chemson’’ markası altında birleştiriyor. Bu büyük hamleyle Akdeniz Chemson Global (AC Global), PVC stabilizatörleri alanında 5 kıtada faaliyet gösteren dünyanın en büyük şirketi haline gelerek stabilizatör sektöründe dünya liderliğini elde ediyor.
Akdeniz Chemson, Çin’deki üretim tesisini 2022 yılı içerisinde faaliyete geçiriyor. Gerçekleştirilen yatırımla, yaklaşık 20 bin metrekarelik alana yayılan entegre tesisteki hat sayısı üçe, yıllık üretim kapasitesi de 30 bin tona yükseliyor. Kalsiyum-çinko ve organik bazlı, yeni nesil stabilizatör üretimi gerçekleştirilecek tesiste üretim hatlarının yanı sıra laboratuvar ve depolama alanı da bulunuyor.
Bu yeni yatırımıyla Çin’in tamamı ve Uzak Doğu Asya’daki artan talebe cevap vermesi bekleniyor.
Stabilizatörler, bir tür plastik polimer malzeme olan PVC’lerin işlenerek biçimlendirilmesi veya biçimlendirilmiş ürünlerin geliştirilerek istenen kalite ve dayanıklılığa ulaşması açısından kritik bileşen işlevi görüyor.
Akdeniz Chemson, beş kıtada gerçekleştirdiği satışlarla PVC stabilizatörleri alanında dünyanın en büyük şirketi konumunda bulunuyor. PVC’nin kullanıldığı her sektör için üretim yapan Akdeniz Chemson, Avrupa, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika, Ortadoğu, ABD, Çin, Brezilya ve Avustralya’da faaliyetlerini sürdürüyor. Şirket halen yaklaşık 110 ülkeye satış yapıyor.
DEV SATIN ALMA: ALMATİS
2015 yılında Hollandalı Almatis’i satın alarak, özellikli alümina sektöründe de dünya lideri konumuna geliyor. Almatis’in ürünleri demir çelik, çimento, seramik, otomotiv, inşaat ve elektronik sektörlerinin üretim süreçlerinde kullanılıyor.
Almatis, alümina ve alümina-temelli ürünlerinde dünyanın önde gelen şirketlerinden. Hollanda merkezli Almatis, ABD’de 4 fabrika ve bir rafinerisi, Almanya, Hollanda, Japonya, Çin ve Hindistan’da birer fabrikası bulunuyor. Dünya genelinde 10 ayrı noktada üretim yapan kurumun Brezilya, ABD, Almanya, Hindistan, Japonya ve Çin’de satış ofisleri bulunuyor. Altı uygulama ve ürün geliştirme laboratuvarı bulunan Almatis yaklaşık 1000 kişiyi istihdam ediyor. Konusunda dünyada açık ara lider durumda bulunuyor.
Almatis ile Güney Asya pazarındaki hakimiyetini daha da güçlendirmeyi hedefliyor. OYAK, bu hedef doğrultusunda Çin’de stratejik bir yatırım yapma kararı alıyor: Almatis, Çin’de mevcut kalsine alümina tesisinin bulunduğu alanda yeni bir kalsine alümina üretim tesisi daha kuruyor.
ÇİN’DE YATIRIM
Çin’de toplam 6 bin 600 metrekarelik alanda kurulacak yeni tesisin 2026 yılı başında devreye alınması planlanıyor. Almatis, ürün portföyünü genişletecek yeni kalsine ürün hattının devreye girmesi ile birlikte üretim kapasitesini 50 bin metrik ton artırarak toplam 100 bin metrik tonluk kapasiteye ulaşması planlanıyor. Şirket, söz konusu üretimin yaklaşık 20 bin metrik tonunu bölge ülkelerine ihraç etmeyi hedefliyor. Bu yatırımla Almatis’in, yarı iletken yapısal bileşenler, tüketici elektroniği, termal kontrol cihazları ve elektrikli araçlar gibi kilit pazarlarda büyümesi bekleniyor.
MİLLİ YATIRIM: MİİLUX OY
Türkiye’nin yerli zırh çeliği üretme hedefi doğrultusunda 2019 yılında Finlandiya merkezli ısıl işlem çeliklerinin üretimi konusunda uzmanlaşmış Miilux OY firmasının çoğunluk hisselerini satın alıyor. Satın almayla birlikte OYAK, şirketin Finlandiya ve Polonya’daki fabrikalarına da sahip oluyor.
%100 hissedarı Miilux Oy olan “Miilux Yüksek Mukavemetli Çelik Üretim A.Ş.’’ (Miilux), 28 Mayıs 2019 tarihinde Manisa OSB’de aşınmaya mukavemetli çelik ve zırh çeliği üretmek üzere kuruluyor. OYAK, bu şekilde bu şirketinden teknoloji transferi yaparak Manisa’da Türkiye’nin ilk ve tek yassı çelik ısıl işlem fabrikasını kurmuş oluyor.
Türkiye’de mevcut durumda ısıl işlem görmüş ürünlerin tamamı yurt dışından karşılanmakta iken Miilux, ülkemizde ısıl işlem çeliklerinin üretilmesini sağlayarak tedarik sıkıntısından kaynaklanan dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltıyor. Miilux, ülkemiz için stratejik öneme sahip ısıl işlem görmüş yüksek mukavemetli çeliklerin üretimini gerçekleştirerek; zırhlı araçlar, mayın ve balistik koruma gerektiren sistem üreticileri ile iş makineleri, inşaat, makine, madencilik, vb. sektörlere gereken komponent ve levhaları rekabetçi koşullarla ve hızlı teslimat süreleriyle temin ediyor.
Türkiye, OYAK’ın bu yatırımıyla, İsveç, Finlandiya, Fransa, Avustralya gibi ülkelerin ardından dünyada zırh çeliği üreten ülkeler grubuna giriyor. Ayrıca Türkiye, OYAK’ın bu yatırımıyla Almanya, Fransa, ABD ve Çin’den sonra denizaltı çeliği üreten beşinci ülke haline geliyor.
Miilux Oy, Finlandiya ve Polonya tesislerinden Kuzey ve Orta Avrupa’ya, Ortadoğu’ya, Almanya ve Güney Afrika’ya satış yapıyor. Yerli ihtiyacı karşıladığı Manisa’daki üretimi ile zırh çeliğinde Avrupa pazarından pay alacak konuma geliyor.
Üç tesisteki (Finlandiya, Polonya ve Türkiye) üretim kapasitesi yıllık 38 bin tona ulaşıyor. Sadece Türkiye tesisinde yapılan üretim yıllık 14 bin tonu buluyor.
HEKTAŞ
HEKTAŞ, OYAK’ın yeni satın aldığı bir şirket olmamasına rağmen şirketin piyasa değeri son yedi yılda önemli ölçüde artıyor ve bugün itibarıyla 1,2 milyar ABD dolarına geliyor.
HEKTAŞ, yalnızca bitki koruma alanında faaliyet gösterirken, çok odaklı entegre tarım stratejisini son sekiz yıldır hayata geçiriyor. HEKTAŞ’ın günümüzde ürün portföyünde, 250’den fazla bitki koruma ve bitki besleme (organomineral gübre) ürününün yanı sıra ıslah çalışmaları devam eden tohum, 30’a yakın hayvan sağlığı ilacı ve yem katkı ürünü bulunuyor. Arma İlaç’ı da bünyesine katarak hayvan sağlığı sektöründe büyüme odağı ile çalışan HEKTAŞ, tarım ilaçları sektöründe de en geniş ürün yelpazesine sahip lider bir kuruluş haline geliyor. Bununla da yetinmeyen HEKTAŞ, gıda güvenliği konusuna da girerek AREO Tohum’u bünyesine katıyor. Avustralya’da yerleşik Agriventis Technologies’in çoğunluk hisselerini de alarak kuraklığa dayanıklı tohum hususunda Ar-Ge çalışmalarına yön veriyor.
HEKTAŞ, ilaç üretiminin yanında dünyanın önde gelen bitki koruma şirketleri ile de stratejik ortaklıklar kuruyor.
İHRACATIN YILDIZI
HEKTAŞ, 2023 yılı yurt dışı yatırım planları kapsamında Özbekistan’da bitki besleme ve bitki koruma sektörlerine yönelik olarak 30 bin ton bitki koruma ve 150 bin ton bitki besleme kapasiteli üretim tesisi kuruyor. HEKTAŞ, bu yatırımla birlikte mevcut bitki koruma kapasitesini yüzde 47, bitki besleme kapasitesini de yüzde 152, toplam kapasitesini ise yüzde 111 oranında artırmayı hedefliyor.
HEKTAŞ, yaptığı ihracat nedeniyle İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçılar Birliği (İKMİB) tarafından İhracatın Yıldızları Ödülleri’nde art arda altıncı kez seçilerek 2023 yılında “İhracatın Yıldızı’’ ödülünü alıyor.
SAGRA VE TAMEK İLE GIDA SEKTÖRÜNDE
2021 yılında Sagra ve Tamek şirketlerini satın alıyor. OYAK, Ordu’da sahip olduğu Sagra fındık işleme fabrikasıyla; Sarelle, Tadelle ve Gol markalarıyla katma değerli ürünler üretirken aynı zamanda hem bölge halkının ekonomisine katkıda bulunuyor hem de ülkenin fındık ihracatına katkı sağlayarak milli bir görevi yerine getirerek meydanı İtalyanlara bırakmıyor. Bu noktada da dünya fındık üretiminin yaklaşık %60’ının Türkiye’de üretildiğini söylemem gerekiyor.
Ayrıca, 2022 yılında Türkiye’nin en zengin kişisinin perakende sektöründe faaliyet gösteren Murat Ülker’in olduğunun unutulmaması gerekiyor. Çünkü nakit akışının en hızlı döndüğü sektör perakende sektörü oluyor.
Sagra, 2023 yılında konsept mağaza zincirine geçiyor. Bu kapsamda ilk mağazasını Temmuz 2023 tarihinde İstanbul Galataport’a açıyor. Ardından da İstanbul Maltepe ve İstanbul Bağdat Caddesinde, İstanbul Başakşehir’de ve Ordu ilinde diğer konsept mağazalarını açıyor.
TOTAL ve M’OİL
TOTAL, M’OİL ve Milangaz akaryakıt dağıtım şirketlerini 2020 yılında satın alıyor ve aynı sene TOTAL ve M’OIL’i Güzel Enerji altında birleştiriyor. OYAK, bu şirketleri arsaları, limanları, depoları, araçları, istasyonları ve tüm malvarlığı ile beraber satın alıyor.
OYAK tabii ki akaryakıt istasyonu satın almıyor, OYAK, “akaryakıt dağıtım şirketi’’ satın alıyor. Burada da önemli olan dağıtım yapacağı istasyon yani bayi sayısı oluyor. Satışta adı geçen her iki dağıtım şirketinin de istasyon sayıları ayrı ayrı 400 lü rakamların üzerinde. Toplamda da 900’ü geçen sayıda istasyon eder ki bu da iyi bir rakam oluyor.
Bayilerin dağıtım şirketleri ile olan sözleşmeleri beş yıl süreli oluyor. Beş yılın sonunda bayi dağıtım şirketini değiştirebiliyor. Bayiler genellikle güçlü dağıtım şirketleriyle çalışmak istiyor. OYAK, TOTAL’i aldıktan sonra kıyıda köşede kalmış, verimli olmayan istasyonlarla sözleşmesini yenilemiyor, bu istasyonlar yerine gücü ve imajının da etkisiyle diğer dağıtım şirketlerinden karlı bayileri transfer ediyor. Bu bayilerin yanı sıra, yeni yapılan otoyollar gibi kritik lokasyonlarda yeni bayiler oluşturarak bayi ağını güçlendiriyor. OYAK, Güzel Enerji istasyonları aracılığıyla elde ettiği ticari ağı, yeni fırsatlar için kullanıyor.
Ayrıca OYAK, bu şirketleri alarak akaryakıt pazarında yüzde 100 yerli bir firma olarak faaliyet gösteriyor. Akaryakıt sektöründe en büyük ilk dört firma (Petrol Ofisi, BP, OPET, SHELL) içerisinde OPET haricinde başka yerli firma bulunmuyor. Satın alma işlemi sırasında pazarda beşinci sırada yer alan şirketi, OYAK bugün dördüncü sıraya yükseltmiş bulunuyor.
Bu şirketleri hiç de pahalı almış da değildir. Bu tür hisse/varlık satışları/alışları değerlemeleri uluslararası denetim ve danışmanlık hizmetleri sunan bağımsız kuruluşlar tarafından yapılıyor ve işlem fiyatı da yine bu şirketler tarafından ciddi piyasa araştırmaları baz alınarak belirleniyor.
TOTAL İstasyonlarının tüm dünyada TotalEnergies’e dönüşümü, TOTAL’in OYAK’a geçmesiyle beraber Türkiye’de de başlıyor. Bu dönüşümle istasyonlarda artık akaryakıtın yanı sıra sürdürülebilir enerji kaynakları ve elektrik enerjisi de dahil olmak üzere çağın ihtiyaçlarını gözeten, kapsayıcı ve çok katmanlı hizmetler sunuluyor.
Burada da Türkiye’de fabrikaların, gemilerin, uçakların, iş makinaları ve ağır sanayiinin petrol ve madeni yağ kullandığını da söylemem gerekiyor.
Özet olarak şunu söyleyebilirim: OYAK, TOTAL’i, MOİL’i ve Milangaz’ı alarak iyi, geleceği olan ve kârlı bir yatırım yapıyor.
OYAK’TAN YENİLENEBİLİR ENERJİ ATILIMI
OYAK, çimento sektörüyle başlayıp diğer sektörlere yayılacak şekilde grup şirketlerinin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla lisanssız yenilenebilir enerji santralleri kuruyor.
Türkiye’nin en büyük lisanssız güneş enerjisi santrali (GES) ilk olarak, OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş.’ye ait tesis, arazi üzerine kurulması planlanıyor.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konuya ilişkin yönetmeliğine uygun şekilde Ankara’da başlangıç olarak yaklaşık 1500 dönümlük bir alana inşa edilecek olan yaklaşık 100 MW kurulu gücünde lisanssız güneş enerjisi santrali OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş.’nin iç tüketiminin bir kısmını karşılaması amaçlanıyor.
Maden metalürji, çimento beton kâğıt, otomotiv lojistik, finans, kimya, gıda, tarım, hayvancılık ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren OYAK şirketlerinin 2022 yılında toplam enerji maliyeti 1 milyar ABD doları civarında gerçekleşiyor. Devreye alınacak yenilenebilir enerji yatırımlarıyla toplam enerji maliyetinde önemli ölçüde tasarruf sağlanması planlanıyor.
KÜMAŞ
Bünyesindeki Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. üzerinden, 2021 yılı başında “Kümaş Manyezit Sanayi A.Ş’’nin hisselerinin tamamını satın alıyor. Kümaş Manyezit, dünya genelindeki kriptokristalin manyezit cevherinin yaklaşık yüzde 20’sine tek başına sahibi oluyor.
Avusturyalı büyük refrakter şirketleri tarafından satın alınmak istenen Kümaş’ın OYAK bünyesine katılması, ülke kaynaklarından yaratılacak katma değerin yine ülke içinde kalmasına vesile oluyor.
Manyezit, özellikle yüksek ısı gerektiren fırınlarda fırının iç yüzeyini kaplamak maksadıyla yüksek ısıya dayanıklı refrakter üretiminde kullanılıyor. OYAK, hem mevcut çimento fabrikalarında hem de Erdemir ve İsdemir fabrikalarında yüksek ısıya dayanıklı manyezit refrakterleri kullanıyor. Bu satın alma ile OYAK; hem fabrikaları için ihtiyaç duyduğu refrakteri artık kendisi üretir hale geliyor hem de çıkarıp işlediği manyeziti ve refrakterini yurt içi ve yurt dışına satabilir hale geliyor. Bu şekilde OYAK, Kümaş Manyezit’i bünyesine katarak, demir, çelik ve çimento sektörlerindeki faaliyetlerine entegrasyon sağlamış oluyor.
OYAK DENİZCİLİK VE LİMAN İŞLETMELERİ AŞ
OYAK Denizcilik ve Liman İşletmeleri AŞ, dünya genelinde 16 adet Ro-Ro terminali sahibi ve işletmecisi olan Nippon Yusen Kaisha (NYK Line) ile 2018 yılında “otomotiv odaklı Ro-Ro limanı’’ (OYAK Port) yatırımı yapıyor. Kocaeli Körfezi’nde yer alan arazide, standartlarıyla ve kapasitesiyle dünyanın sayılı limanları arasına giren OYAK Port’un yatırım süreçleri tamamlanarak 2021 yılında hizmete giriyor.
Yıllık 780 bin araç elleçleme kapasitesiyle sadece otomotiv sektörüne hizmet veren liman, Türkiye’nin 1 numaralı “otomotiv odaklı Ro-Ro limanı’’ oluyor…
Bu şekilde, %21’lik payla ihracat lideri olan otomotiv sektörü, küresel standartlarda ve yüksek kapasiteli bir limana sahip oluyor.
PELETLEME TESİSİ YATIRIMI
İnce boyutlu demir cevheri veya genellikle konsantrelerin, uygun bir bağlayıcı ve gerekli su katkısı ile özel cihazlarda, belirli boyutlarda yaş küreler haline getirilmesi, ardından dayanıklılık kazandırmak amacıyla 1200-1300 C sıcaklıklarda pişirilmesi işlemini kapsayan bir aglomerasyon yöntemine “peletleme’’ adı veriliyor.
Şirketlerinden Türkiye’nin en büyük entegre yassı çelik üreticisi Erdemir, stratejik bir yatırıma imza atarak Bingöl’de 550 milyon dolarlık yatırımla peletleme tesisi kuruyor. OYAK, bu yatırımla hem Erdemir’in en önemli ham madde kalemlerinden pelette dışa bağımlılığı ciddi anlamda azaltmayı hem de bölgede istihdama güçlü katkı sağlamayı planlıyor.
URLA, İSTANBUL VE DİĞER GAYRİMENKUL PROJELERİ
OYAK İnşaat, İstanbul Maltepe semtindeki konut projesi olan “OYAK Dragos’’u Aralık 2022 tarihinde bitirerek sahiplerine teslim ediyor. OYAK’ın benzer şekilde İstanbul Başakşehir’de konut projesi de 2023 yılında satışa sunuluyor. .
Urla’daki kendi arsası üzerinde yaklaşık 300 adet konutluk projesi de satışa sunulmak üzere son aşamaya geliyor.
Ankara Seyirce Projesi’nde 375 konuttan oluşan 1. Etap Ekim 2023 yılında hak sahiplerine teslim ediliyor. Toplam 312 konuttan oluşan OYAK Seyirce 2. Etap Konut Projesi’nde ve toplam 216 konuttan oluşan OYAK Çiğli 1. Etap Konut Projesi’nde inşaat halen devam ediyor.
OYAK tarihinde tek seferde tamamlanan ve bitirildiğinde çok ciddi teveccüh gören 1876 konutluk Göksupark projesi ve sosyal yaşam alanı ise 2020 yılında başarı ile tamamlanıyor.
OYAK’ın ayrıca Yalova Çiftlikköy ve Ankara Balıkuyumcu bölgelerinde ileriye dönük gayrimenkul yatırımları da devam ediyor.
Görüldüğü gibi OYAK, İnşaat Şirketi ile konut sektöründe başarılı bir şekilde ilerliyor.
DEPREMDE OYAK
6 Şubat 2023 tarihindeki ülkemizde yaşanan deprem felaketinin ilk gününden itibaren Kriz Koordinasyon Merkezi üzerinden, başta AFAD olmak üzere görevli ve yetkili kamu kurum ve kuruluşları ile irtibata geçiyor.
Grup şirketlerine ait vinç, kamyon, iş makinesi, ambulans, itfaiye gibi bölgede ihtiyaç duyulan araçları, şoför, yükleyici ve operatörlerimizle birlikte resmi kurum ve kuruluşlarımızın kullanımına sunuyor. 28 Şubat 2023 tarihi itibarıyla 350 kişilik arama kurtarma ekibi, 70’e yakın iş makinesi sahada aktif olarak görev yapıyor.
28 Şubat 2023 itibarıyla OYAK, grup şirketlerince hazırlanan yaklaşık 1.7 milyon tıbbi malzeme, gıda ve hijyen malzemesi ile kıyafetten oluşan 61 bin koli, ayrıca kişisel koruyucu donanım, çadır, soba, battaniye, uyku tulumu gibi barınma ve ısınma ekipmanları, konteyner ve jeneratörleri kendi lojistik ağı ile afet bölgesine gönderiyor.
OYAK, depremin etkilediği illerdeki fabrika ve tesislerini, barınma sıkıntısı çeken çalışanlarına ve vatandaşlarımıza imkân dahilinde açarak beş bine yakın afetzedeyi ağırlıyor. 28 Şubat 2023 tarihi itibarıyla 747 bin sıcak kumanya ve yemek dağıtımı yapıyor.
OYAK Kriz Koordinasyon Merkezi üzerinden İskenderun’daki İsdemir Limanı deniz taşımacılığı operasyonları için kullanılırken, bölgedeki hasar gören havalimanı için de beton ve iş makinesi tedariği sağlayarak onarım sürecine destek oluyor.
Hem kurtarma çalışmaları hem de depremzedeler için hayati önem taşıyan enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla afetin ilk gününden 28 Şubat 2023 tarihine kadar bölgenin ihtiyacına binaen önemli ölçüde akaryakıt ve motorin sevkiyatı gerçekleştiriyor. OYAK’ın Hatay’daki Milangaz fabrikası kesintisiz üretim yaparak, afetzedelere kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan sayıda tüpü AFAD’a teslim ediyor.
Görüldüğü gibi OYAK sadece Türkiye’nin dev şirketlerinin sahibi değil, dünyanın da dev şirketlerinin olduğu bir yapıya kavuşturulmuş durumda.
Örnek tablo:
OYAK, ülkenin bin yıllık eksikliği olan “sermaye’’ ve “üretim’’ kavramlarını hayata geçirerek üyelerinin tasarruflarını anlattığım gibi sermayeye ve üretime dönüştürüyor. Bu şekilde OYAK, dünya çapında üretim yapıyor, uluslararası alanda bir oyuncu haline geliyor, ülke insanlarına istihdam sağlıyor.
Ülkeye katma değer yaratıyor.
Keşke ülkede onlarca OYAK gibi mesleki emeklilik fonu olsa…
Dünya genelinde 6 kıtada, 25 ülkede yedi gün yirmi dört saat faaliyet gösteren bu dev kurumdur OYAK.
EKONOMİYE DEV KATKI:
OYAK, son yıllardaki atılımları neticesinde, 2015 yılı toplam varlıkları 51,6 milyar TL, toplam ihracatı 3,3 milyar dolar iken; 2023 konsolide sonuçlarına göre OYAK, özkaynaklarını son 7 yılda 11 katına çıkarıyor, 2023 yılı hasılatını bir önceki yıla göre %61 artış ile 600 milyar TL’na ve ihracatını 4,6 milyar dolara çıkarıyor. OYAK, bu 4,6 milyar dolarlık toplam ihracat ile Türkiye’nin 2023 Yılı ihracatının yaklaşık yüzde 2’sini karşılıyor.
OYAK, bu üretimi ve büyüklüğü ile 2023 yılında devlete toplamda 85,6 milyar TL vergi ödedi.
ÜYE İLİŞKİLERİ
Mesleki emeklilik fonu olarak OYAK, kanun gereği 2023 yılı içerisinde; üyelerine yasal yardım olarak 23,8 milyar lira ödedi.
Piyasa koşullarına göre düşük faizli olarak 221 üyesine 199 milyon TL konut kredisi, 54 bin üyesine 3,5 milyar TL borç verdi.
2023 yılı içerisinde EMS çerçevesinde 67 bin emekli üyesine 9,3 milyar TL maaş ödüyor.
OYAK ve YANLIŞLAR
OYAK’a ilişkin doğru bilinen yanlışların en önemlisi OYAK’ın bir nakit bolluğu içerisinde yaşadığı düşüncesi oluyor.
Halbuki üyelerden alınan aidatlar, üyelere yapılan ödemeleri karşılamıyor. 2000’li yıllarından başından bu yana geçerli olan bu durum yıllar itibarıyla artarak devam ediyor.
2023 yılında 6 milyar TL olan yasal yardım – yasal kaynak farkının, 2024 yılında iki katına ulaşması bekleniyor.
Görüleceği üzere, OYAK nakit bolluğu içerisinde olan bir kurum olmadığı gibi kanun gereği üyelerine yapması gereken yardımları finanse etmek için şirket yatırımlarına ihtiyaç duyuyor.
ENFLASYON VE OYAK
Teorik olarak devletin, memur ve işçilerine enflasyonun altında kalmayacak şekilde bir ücret verdiği ve devletin maaş artışlarını belirlerken enflasyonun üzerinde bir artış yaptığı iddia ediliyor. Ancak şirketlerde bu böyle olmuyor.
Türkiye uzun yıllardır yüksek bir enflasyon ortamında yaşıyor. Böylesi sürekli enflasyon ortamı şirketler için rasyonel olmuyor. Yıl sonu hesaplanan kâr üzerinden devlete vergi ödeniyor, ortaklara temettü dağıtılıyor. Şirketler enflasyon ortamında reel olarak kâr elde etmiyor ancak şirketler sermayelerini vergi, ücret, temettü olarak dağıtıyor. Bu nedenle de şirketlerin finansal yapıları yüksek enflasyon dönemlerinde zayıflıyor, sermayeleri eriyor.
Ayrıca, yüksek enflasyon dönemlerinde halkın alım gücü düştüğü için şirketler daha az satış yapıyor, artan maliyetler nedeniyle de şirketlerin kâr marjları düşüyor.
ENFLASYON MUHASEBESİ
Yüksek enflasyon ortamında de şirketlerin finansal yapıları zayıflamasın, sermayeleri erimesin diye zaman zaman devlet tedbir alıyor. Bu tedbirlerden bir tanesi de ‘’Enflasyon Düzeltmesi’’ tedbiri oluyor.
Ülkemizde enflasyon düzeltmesi ilk olarak, 5024 sayılı kanunla 30.12.2003 tarihinde Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesinde değişiklik yapılarak ve kanuna geçici 25 inci madde eklenerek yürürlüğe giriyor.
Bu çerçevede, 2003 ve 2004 yıllarında uygulanan enflasyon muhasebesine 2005 yılı itibarıyla ihtiyaç kalmıyor, uygulama devreden çıkıyor. 2021 yılında enflasyon muhasebesini gerektiren şartların yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte Maliye Bakanlığınca ilgili tebliğler yayımlanıyor, ancak uygulamanın hayata geçirilmesi için gerekli hazırlıkların yapılması amacıyla süreç 2023 yılına erteleniyor.
Gelir İdaresi Başkanlığınca enflasyon düzeltmesine ilişkin olarak 18 Ekim 2023 tarihinde tebliğ taslağı yayımlanıyor. Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ kapsamında şirketlere Enflasyon Muhasebesi uygulaması geliyor ve 31.12.2023 tarihi baz alınarak düzeltilmiş değerler ile 2024 yılı için açılış bilançosunun oluşturulması gerekiyor.
Enflasyon, genel olarak fiyat seviyelerinin artması ve paranın değer kaybetmesi anlamına geliyor. Enflasyon düzeltmesi ise, mali tabloların, paranın satın alma gücündeki değişimler nedeniyle gerçek durumu yansıtmayacak şekilde etkilendiği durumlarda, enflasyon etkilerini gidermek amacıyla yapılan bir düzeltme işlemi oluyor.
Daha açık ifade ile enflasyon muhasebesi; parasal olmayan değerlerin (stoklar, maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ve benzerleri), enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarlarının düzeltme katsayısı (enflasyon oranı-ÜFE gibi) ile çarpılması sonucunda, finansal tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücü cinsine en yakın şekilde hesaplanması olarak tanımlanıyor. Yüksek enflasyon dönemlerinde, enflasyonun mali tablolar üzerindeki etkilerinin giderilmesine yönelik düzeltici işlemler yapılması gerekiyor ve bu yapılan teknik düzeltmeler “Enflasyon Muhasebesi” olarak sınıflandırılıyor.
Parasal olmayan kıymetlerini öz kaynakları ile karşılamayan şirketler, enflasyon nedeniyle varlıklarında meydana gelen artışlar nedeniyle ilerde ödemek zorunda kalacakları vergiyi daha erken ödemek zorunda kalabiliyor. Bu durum da şirket kârlarını negatif olarak etkiliyor.
Ayrıca koyduğu sermayenin getirisinden daha fazla miktarda bir değer artışına sahip olan işletme söz konusu değer artışının da vergisini ödüyor. Bu durumda enflasyon muhasebesi aynı zamanda bir servet vergisine de dönüşebiliyor. Her iki durumda da şirketlerin dağıtacakları kâr veya nemalarının düşük çıkmasına vesile oluyor.
Sonuç olarak yüksek enflasyon ortamlarında şirketler, zamanında da tedbir almazlar, şirket sermayesini koruyamazlar ve sermayelerini artıramazlar ise şirket iflasa kadar sürükleniyor.
OYAK’IN DENETİMİ VE ŞEFFAFLIK
OYAK, kurulduğu günden beri hem iç hem de dış denetim altında çalışıyor. Zaten böyle çalıştığı ve denetlendiği için de kurumsal bir yapıya bürünüyor. OYAK’ın hem kendisi hem de şirketleri Deloitte gibi, PWC gibi uluslararası bağımsız denetim firmaları tarafından denetleniyor. Denetim sonuçlarına süratle tepki gösterilerek varsa hatalar düzeltici tedbirler alınıyor, öneriler varsa ve uygunsa derhal yerine getiriliyor.
NEMA GERÇEĞİ
2022 yılına göre 2023 yılında;
- Dolar %57,90,
- Euro %63,39,
- Altın %74,8,
- Borsa %35.60,
- TÜFE’ye göre enflasyon ise %64,77 oranında artıyor.
Bütün bu bilgiler, bütün bu ortamlar, bütün bu şartlar ve bütün bu rakamlar altında OYAK’ın 25 Mayıs 2024 tarihinde açıkladığı 2023 yılı %77,1 nema oranının çok iyi bir değer olduğunu gösteriyor.
OYAK, son sekiz yıldır anlattığım devasa şirketleri satın alarak ve yatırım yaparak 2023 yılında nema oranını elde ediyor.
1961 ‘den bugüne nema oranlarına baktığımızda %77,1 en yüksek oranlardan biri olarak göze çarpıyor. İlk 35 yıl enflasyonun çok altında kalan nema oranları ile bu sisteme ilk dahil olan üyeler tarafından önemli ölçüde fedakarlıkta bulunuluyor.
O kıymetli komutanlarımızın emekleri ve fedakarlıkları ile oluşturulan portföyün getirisinden ilerleyen yıllardaki OYAK üyeleri faydalanıyor. 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren elde edilen pozitif getiriler ile birlikte OYAK’ın büyümesi üyelerine yansıyor. Son 8 yılda sağlanan yüksek nema oranları ile üye birikimleri ciddi oranda artarak enflasyonun üzerinde reel bir getiri sağlanıyor.
Türkiye ve dünyanın içinden geçtiği bu çok zor piyasa koşullarında savaşlar, pandemi, ekonomik istikrarsızlıklar ve enflasyona rağmen her yıl üyelerine daha çok getiri sağlayan OYAK’a toplumun her kesiminin destek olması gerekiyor.
ARTAN ÜYE SAYISI
OYAK’ın başarısını gösteren bir başka faktör de OYAK’ın artan üye sayısı ve emekli olan üyelerin kurumda kalma isteklerindeki artış oluyor. 2023 yılı sonu itibarıyla OYAK’ın üye sayısı 470 bine ulaşıyor. Bunun yaklaşık 95 bini ise 1996 yılından sonra EMS ile devreye giren emekli üyeler oluşturuyor. EMS’ye katılım ise %96 katılım oranı ile tarihi rekor seviyeye ulaşıyor.
Menfur darbe girişimi sonrasında Türk Silahlı Kuvvetlerine alınan personel sayısındaki artışa bağlı olarak artan üye sayısı ve rekor seviyedeki EMS’ye katılım oranının en büyük etkisi nema oranları üzerinde görülüyor. Bu sebeple ortalama üye rezervi artıyor ve nema daha çok üyeye paylaştırılıyor. Dağıtıma esas kaynak tutarları döviz bazında dahi önemli ölçüde artış göstererek son iki yılda 5 milyar dolar mertebesine ulaşıyor. OYAK, bu şartlar altında tamamlayıcı mesleki bir emeklilik fonu olarak üyelerinin yaşamına bir değer katıyor.
Son günlerde, OYAK’ın %77,1 olan nemasının Koç Holding’in %720 ve Sabancı Holding’in %285 getirilerinin altında kaldığı yönünde bir algı yaratılıyor. Halbuki, bahsi geçen oranlar ilgili şirketlerin yıllık getiri oranlarını değil şirketlerin SPK mevzuatına uygun dağıttığı 1 TL nominal hisseye tekabül eden temettü verimini ifade ediyor. Diğer bir deyişle 1 TL nominal değeri olan ve piyasa fiyatı 240 TL olan Koç Holding hissesi 7,2 TL hisse başına temettü dağıttığında gerçek temettü verimi olan
7,2/ 240= %3 yerine nominal değerler üzerinden hesaplanan 7,2/1=%720 rakamı elde ediliyor. Dolayısıyla burada yapılan OYAK nema oranı ile bahsi geçen oranların mukayese edilmesi finansal anlamda doğru olmayan ve tabiri caizse elmayla armutun karşılaştırılması gibi oluyor.
Sonuç olarak OYAK, sadece Türkiye çapında değil dünya çapında başarılı bir performans sergiliyor.
OYAK’ın kurumsal kimliğine ve büyüklüğüne ulaştıran istikrarlı yönetimidir.
Yönetim Kurulu Başkanı Em. Tümg. Mehmet Taş ve OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem 2016’dan bu yana OYAK üyelerine hizmet veriyor.