Gürer: “Bir Litre Süt Satıp Bir Buçuk Kilo Yem Alamayan Ülke: Türkiye”
Gürer, “Besiciler yem maliyetlerinin yükselmesinden şikâyetçi. Küçük aile tipi işletmeler ise bir litre süt satıp bir buçuk kilo yem alamadıkları için hayvanlarını satmak zorunda kalıyor. Bu durum üretimin sürdürülebilirliğini ortadan kaldırıyor,” dedi.
CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılık sektöründe yaşanan derin krizin her geçen gün ağırlaştığını, özellikle küçük aile tipi işletmelerin hızla üretimden çekildiğini belirterek mevcut destekleme modelinin üreticiyi ayakta tutmak bir yana daha da zorladığını söyledi. Gürer, yaptığı açıklamada yem fiyatlarındaki artıştan, çiğ süt desteklemelerindeki düşüşe, TARSİM poliçesi zorunluluğundan şap hastalığı nedeniyle yaşanan kayıplara kadar sektörün tüm sorunlarını tek tek anlattı.

Yeni destekleme modeli üreticiyi hayal kırıklığına uğrattı
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt desteklemelerinin üreticinin yükünü hafifletmek bir yana artırdığını belirterek, 2024’ten bu yana uygulanan sistemde çiğ sütten destek alabilmek için üreticilerin bir işletme tesisiyle sözleşme imzalamasının ve TARSİM poliçesi yaptırmasının zorunlu hâle getirildiğini hatırlattı.
Gürer, “Zaten zor durumda olan üreticiler, destek alabilmek uğruna sigorta poliçesi yaptırmaya mecbur bırakılıyor. Geçmiş yıllarda litre başına 1 TL’ye kadar çıkan süt desteklemesi, 2025 yılında uygulamaya giren yeni modelle 20 kuruşa kadar düşüyor,” diye konuştu.
Üstelik poliçe süresi dolan üreticilerin destekten tamamen mahrum bırakıldığını vurgulayan Gürer, “Bu durum üreticiyi birliklere, kooperatiflere ve devlete karşı kırgın hâle getiriyor. Aidatını sorguluyor, hatta istifa ediyor,” ifadelerini kullandı.

Şap salgını tüm ülkeyi etkiledi ama TARSİM karşılamadı
Hayvancılıkta bu yıl ülke genelinde ciddi bir şap hastalığı salgını yaşandığını hatırlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Hakkâri’den İzmir’e kadar yayılan hastalığın verim kaybına ve hayvan ölümlerine yol açtığını ancak TARSİM poliçelerinin bu durumu teminat altına almadığını vurguladı. “Doğal afetler, grev, terör, kargaşa gibi geniş kapsamlı konular poliçe kapsamında ama üreticiyi doğrudan etkileyen şap hastalığı kapsam dışı. Bu nasıl bir mantıktır?” diye sordu.
Gürer, üreticinin süt desteklemesi için ödediği poliçe masraflarının dahi karşılanamadığını belirterek, “Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Üretici bu yüzden destekten kaçıyor,” dedi.
“DELİ DUMRUL DÜZENİ OLMAZ”
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, poliçe zorunluluğunun kaldırılmasını isteyerek, “Üreticinin üzerinde adeta Deli Dumrul’un köprüsünden geçenden beş, geçmeyenden on akçe alan sistemin bir benzeri kurulmuş. Bu zorunluluk olmaz. Sigorta yaptırmak isteyen üreticiye ek destek verilerek teşvik edilir; destek almak için mecbur bırakılmaz,” şeklinde konuştu.

Hayvancılıkta maliyetler katlanıyor, üretici tükeniyor
Yem fiyatlarındaki artış, ahır giderlerinin yükselmesi, veteriner ve aşı masraflarının ağırlaşması, beklenmeyen hastalıklar nedeniyle yaşanan kayıpların üreticiyi hayvancılıktan soğuttuğunu belirten CHP’li Gürer, “Hayvancılık zor bir iştir, 24 saat emek ister. Çiftçi destek beklerken köstek olan bir siyasi iktidar ile karşı karşıyadır. Bu durum üreticinin hayvancılığı sürdürme arzusunu kırmaktadır,” dedi.
“DESTEK DOĞRUDAN ÜRETİCİYE VERİLMELİ, ERİŞİM KOLAYLAŞMALI”
Ömer Fethi Gürer, hayvancılık yapanlar ve süt üreticilerinin desteklere doğrudan erişebilmesi gerektiğini, bürokratik engellerin kaldırılmasının şart olduğunu söyledi. TARSİM’in üreticinin yaşadığı her türlü zararda yanında olacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Gürer, aksi hâlde çiğ süt krizinin daha da derinleşeceği uyarısında bulundu.
“Bugün süt tozu ithal eden bir ülkeyiz. Küçük aile tipi işletmeler çökerse bu tablo daha da ağırlaşır,” diyen Gürer, özellikle çiğ sütü sağar sağmaz aracıya vermek zorunda kalan küçük işletmelerin desteklenmesinin zorunlu olduğunu belirtti.
“KÜÇÜK AİLE İŞLETMELERİ SÜT ÜRETİMİNİN TEMİNATIDIR”

CHP’li Gürer açıklamasını, “Küçük aile tipi işletmeler hem üretimin devamı hem de kırsalın yaşaması için şarttır. Bu işletmeler aracılık sistemiyle baskılanmakta, ürününü düşük fiyattan satmak zorunda kalmaktadır. Raf fiyatları ise katlanarak artıyor. Üretimin sürdürülebilmesi doğru, adil ve üreticiyi koruyan politikaların hayata geçirilmesinden geçmektedir,” sözleriyle tamamladı.
