Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak adlandırılan yeni eğitim müfredatının yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı. Dava dilekçesinde, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin usul bakımından antidemokratik ve bilimden, laiklikten ve eşitlik ilkesinden uzak olduğu belirtildi.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin iptali istemiyle Danıştay’a dava açtı
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin ardından Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği de Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından onaylanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Danıştay’a dava açtı.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin dava açma ve davada taraf olma haklarının bulunduğu belirtilen dilekçede, “Davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin iptalini talep etmesinde Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin ‘hukuki yararı’ da bulunmaktadır” denildi.
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli usul bakımından antidemokratiktir”
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden, Danıştay’a dava.
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, usul bakımından antidemokratiktir” denilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adlı eğitim programı değişikliği sadeleştirme amacıyla geliştirildiği ifade edilen bir modeldir. Bir ülkede gelecek nesilleri yetiştirecek eğitim programı, uzmanlar tarafından eğitimin anayasası olarak kabul edilmektedir ve başta çocuklar ve kişiler olmak üzere toplumun yakın ve uzak geleceği ile doğrudan ilgilidir. Nasıl bir gelecek inşa etmek istediğimizin karşılığı olan eğitim programları, detaylandırılmış ihtiyaç analizlerinin sonucunda, konunun tüm paydaşlarının aktif katılımları ve görüşleriyle oluşturulan ortak, bilimsel metinler olmalıdır.
Başta öğretmenler olmak üzere tüm okul bileşenleri, eğitim sendikaları, veli dernekleri, üniversiteler ve öğrencileri karar alma ve uygulama sürecine dahil edilerek demokratik bir anlayışla hazırlanmalıdır.
Bu bağlamda, ilgili değişikliğin hangi ihtiyaçların karşılığında şekillendirildiği açık değildir. ‘Sadeleştirme’ amacı uzmanlar tarafından anlam bakımından muğlak bulunmakta, anlaşılmamaktadır. Üzerinde 10 yıldır çalışıldığı iddia edilen değişikliğe dair bir ihtiyaç haritasının çıkarılıp çıkarılmadığı bilinmemektedir. Çıkarılmışsa da kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Eğitimin esas paydaşları olan öğretmenler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler karar alma süreçlerinin hiçbir adımında bulunmadıklarını, görüşlerinin alınmadığını bildirmişlerdir.
Milli Eğitim Bakanlığı 28/04/2024 tarihinde internet sitesinden yapmış olduğu açıklamada, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni hazırlanmasının on yılı aşkın bir süre aldığını, akademisyen, öğretmen ve diğer eğitim paydaşlarının görüşünün alınarak hazırlandığını ve bir hafta içerisinde söz konusu modele yönelik görüşlerin bildirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Nitekim eğitim programı değişikliği, 27/05/2024 tarihinde de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Hangi kurumların görüşünün ne zaman alındığının kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Üstelik, her dersin öğretim programına ayrı ayrı yer verilmiş olan ve 3500’e varan sayfa sayısına sahip olan söz konusu metinlerin bir haftada incelenip, analiz edilerek görüş belirtilmesi de imkansızdır. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden, Danıştay’a dava açtı.
Bu imkansızlığa rağmen gönderildiği açıklanan 68 bin görüşün, ifade edildiği gibi bilimsel olarak incelenip, taslakta gerekli düzeltme ve eklemelerin yapılması da mümkün ve inandırıcı değildir. Bu koşullarda, Türkiye genelinde 19 milyon öğrenciyi ve bir milyonun üzerinde eğitim emekçisini etkileyen ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ usul bakımından antidemokratiktir.”
“Bu eğitim programı laik ve bilimsel eğitimden uzaktır”
Dilekçede, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle felsefe dersine 67 sayfa, dini konulu derslere ise 572 sayfa yer ayrıldığına vurgu yapıldı. Matematik ders saatlerinin azaltılmasına, tarih dersi kitaplarından Atatürk’ün düşüncelerini ve devrimlerini anlatan kısımlara daha az yer verildiğine dikkat çekilen dilekçede, “Bu eğitim programı laik ve bilimsel eğitimden uzaktır ve Cumhuriyet’in değerleri ile Atatürk’e çok daha az yer vermektedir. Bu haliyle, ideolojik bir bakış açısında sahiptir. Eğitim programı değişikliğinin, eğitimi dinselleştirme amacı güttüğü ve vatanı ‘mülk’, ulusu ‘ümmet’, yurttaşı ‘kul’ yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır” ifadesine yer verildi. Danıştay’a dava.
“Usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptal edilmelidir”
Anayasa’nın 2’nci, 14’üncü ve 42’nci maddeleri ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanun’un 2’nci, 4’üncü ve 17’nci maddeleri hatırlatılan dilekçede, şöyle denildi:
“Uygulanmakla etkisi tükenecek olan dava konusu işlem hakkında 2577 sayılı İYUK mad. 27/2 kapsamında savunma alınmaksızın yürütmenin durdurulmasını, Davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ olarak tanıtılan ve 27/05/2024 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren eğitim programı değişikliği kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptalini arz ve talep ederiz.” Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden, Danıştay’a dava açtı.