“Merkez Ankara” iş cinayeti davasında ara karar: Şirket yetkililerinin dinlenilmesi talebi yine reddedildi
”Merkez Ankara” şantiyesinde yaşanan iş cinayetine ilişkin davanın dördüncü duruşması yapıldı. Mahkeme ara kararında, tutuksuz sanıkların ”karakolu imza verme” şeklinde uygulanan adli kontrolünü kaldırırken, şirket yetkililerinin dinlenilmesi talebini de ”dosyaya katkı sunmayacağı” gerekçesiyle reddetti.
Ankara’da 15 Ağustos 2022’de, ”Merkez Ankara” inşaatında şiddetli fırtına ve sağanak nedeniyle perde kalıpların devrilmesi sonucu, burada staj yapan iki mühendislik öğrencisinin öldüğü, bir stajyer öğrencinin de yaralandığı olaya ilişkin 5 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile yargılanan tutuksuz sanıklar Pasifik İnşaat’ın taşeron firması Bozbaşoğulları İnşaat’ın işveren vekili olan İnan Yücel ile aynı firmada ustabaşı Bayram Yüksel, inşaat mühendisi Alpcan Ergüven, iş güvenliği uzmanı Emrah Akyol, Pasifik İnşaat Proje Müdürü Sinan Kar katıldı.
“Biz acı çekerken adaletin yanımızda olmasını istiyoruz”
Duruşmada ilk sözü alan iş cinayeti sonucunda hayatını kaybeden Taha Öztürk’ün yakınlarının avukatı Zekeriya Burak Yıldız, “Söz konusu şirketlerin yetkililerinin ve ortaklarının ismi görülüyor. Yetkililerin beyanlarının da alınmasını istiyoruz. Sağlıklı bir yargılama yapılması için şirket yetkililerinin de sorumluluklarının açığa kavuşturulması lazım” talebinde bulundu. İş cinayetinde yaşamını yitiren Atatürk Üniversitesi öğrencisi Emre Çetin’in babası İsmail Çetin de ”Dosyada eksik evrakların tamamlanmasını talep ediyorum. Cinayet gibi bir kaza var ortada. Bizler mağdur olan aileler olarak biz acı çekerken adaletin yanımızda olmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
“Olay kaçınılmazdı” savunması
Sanık İnan Yücel’in avukatı Şahin Fidan, “Bozbaşoğulları Firması’nın Net Ankara firması ile bir sözleşmesi yoktur. Pasifik Firması’nın yaklaşık 40 taşeron firması var biz de onlardan birisiyiz. Bu eksiklikler giderildikten sonra rüzgarın hızının olay sırasında 110 km’ye çıktığını ve olayın kaçınılmaz olduğunu belirtiyoruz. İmza şeklinde uygulanan adli kontrol şartının kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi. Sanık avukatları, tutuksuz yargılanan sanıkların haftada bir defa imza atmak suretiyle uygulanan adli kontrol şartının kaldırılmasını talep etti.
“İşveren üniversiteler, şirketler değil”
Avukatların beyanının ardından sanıklar söz aldı. Sanık İnan Yücel, ”İşverenin üniversiteler olduğunu düşünüyorum burada şirketler değildir. Üniversiteler çocukları zorunlu staja bırakarak inşaat gibi tehlikeli yerlerde inisiyatifi şirketlere bırakıyor. Üniversiteler sorumlu tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Mahkemeden “dosyaya katkısı yok” gerekçesi
Mahkeme, sanıklar hakkındaki ”karakola imza verme ” şeklinde uygulanan adli kontrolün kaldırılması ve yurt dışına çıkış yasağının devam etmesi yönünde ara karar verdi. Mahkeme, söz konusu dosyada adı geçen şirketlerin yetkililerinin dinlenilmesi talebini bir önceki duruşmada ”lekelenmeme hakkı” gerekçesiyle reddederken, bu duruşmada da ”dosyaya katkı sunmayacağı” gerekçesiyle reddetti.
Müşteki avukatlarından Zekeriya Burak Yıldız, mahkemenin verdiği karara, ”Hukuku katlettiniz” diyerek tepki gösterdi ve reddi hakim talebinde bulunacağını kaydetti. Bir sonraki duruşma 8 Ekim’e ertelendi.