Kandilli Rasathanesi, Marmara Denizi’ne Yeni Tsunami Gözlem ve Erken Uyarı İstasyonları Kuruluyor
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE), İstanbul İl Afet Risk Azaltma Planı kapsamında, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından sağlanan destekle Marmara Denizi ve Adalar’a yeni ‘Çok Disiplinli Tsunami Gözlem ve Erken Uyarı İstasyonları’ kuruyor. İlk istasyon, Kartal Belediyesi Su Sporları Merkezi’nde çalışmaya başladı.
Kandilli Rasathanesi ve KRDAE, Marmara çevresi ve Adalar’da konumlanacak 20 yeni Çok Disiplinli Tsunami Gözlem ve Erken Uyarı İstasyonu için çalışmalarına başladı. İstasyonlar, İstanbul Valiliği İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından sağlanan destekle hayata geçiriliyor. Kurulacak gelişmiş tsunami erken uyarı sistemleriyle Marmara Denizi’nde depremler sonrası oluşabilecek tsunamiler çok disiplinli bir yaklaşımla takip edilebilecek.
Yeni istasyonların ilki, Kartal Belediyesi’nin katkılarıyla Kartal Belediyesi Su Sporları Merkezi’nde faaliyetlerine başladı.
“MARMARA’DAKİ TSUNAMİLERİ DAHA DA YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Çok Disiplinli Tsunami Gözlem ve Erken Uyarı İstasyonları ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye genelinde halihazırda 28 tsunami istasyonundan sadece ülkemize değil; Ege, Akdeniz, Karadeniz ve bağlantılı denizlerde 15 farklı ülkeden 21 kuruma erken uyarı mesajı gönderiliyor. Enstitümüz, Ulusal Tsunami Uyarı Merkezi olarak, 1 Temmuz 2012’den bugüne toplam 45 tsunami uyarı mesajını AFAD başta olmak üzere abonelerine iletti. İRAP kapsamında kurmakta olduğumuz yeni istasyonlarımızla İstanbul başta olmak üzere tüm Marmara Bölgesi’nde deniz seviyesi değişiklikleri daha da yakından 7/24 izlenecek. Çok disiplinli istasyonlarımız, deniz seviyesi sensörü, ivmeölçer, meteorolojik sensörler ve GNSS alıcısından oluşuyor. Amacımız, olası bir Marmara depremi sonrası oluşabilecek tsunami potansiyelini gözlemek, bu konuda erken uyarı mesajı ileterek olası can kayıplarının önüne geçebilmek.”
Tsunami Nedir
Tsunami [Japoncada liman dalgası anlamına gelen “津波” (つなみ) sözcüğünden] ya da dev dalga, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, gök taşı düşmesi, deniz altındaki nükleer patlamalar, yanardağ patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgalarıdır. Ayrıca kasırgalar da tsunamiye neden olabilir. Önceleri tsunami dalgalarına gelgit dalgaları da denmiştir. Tsunamilerin %80’i Pasifik Okyanusu’nda gerçekleşir.
Yunan tarihçi Thukididis, tsunamilerin denizaltı depreminden kaynaklandığını Peleponnes Savaşı’nın Tarihi adlı kitabında öne sürdü. Tukididis’in, bu öneriyi ileri süren ilk kişi olarak bilinmesine karşın tsunaminin oluşumu hakkında 20. yüzyıla dek pek bir şey bilinmemekteydi. Konu, hâlâ araştırılmaktadır. İlk jeolojik, coğrafik ve oşinografik makaleler, tsunamileri “depremsel deniz dalgaları” olarak adlandırdı.
Tropikal kasırga gibi bazı hava koşulları, büyük alçak basınç alanlarını oluşturarak fırtına dalgalanması (İngilizce: storm surge) denilen fırtınalarda denizin çok yükselmesi olgusuyla meteotsunamilere neden olabilir. Meteotsunamiler de deniz seviyesini gelgit normalin birkaç metre üstünde çıkartabilir. Bu değişim, alçak basınç alanındaki düşük atmosfer basıncından kaynaklanır. Bu fırtına dalgalanması kıyıya erişince çevreyi suya boğarak tsunamiye benzetilebilirler.
Tsunami dalgaları olağan denizaltı akımlarına ya da deniz dalgalarına benzemez, çünkü dalga boyları çok daha uzundur. Bir tsunami, başlangıçta hızla yükselen bir gelgite benzeyebilir. Bu nedenle gelgit dalgası olarak adlandırılır -her ne kadar bu kullanım bilim toplulukları tarafından tercih edilmese de-; bu, gelgitler ve tsunamiler arasındaki nedensel ilişkinin yanlış anlaşılmasına neden olabilir. Tsunamiler genel olarak dalga treni olarak adlandırılan dakikalar ve saatler arasında değişen periyotlardan oluşan bir dizi dalgadan oluşur. Büyük olaylarla onlarca metrelik dalgalar oluşabilir. Tsunamilerin etkisi kıyı alanlarıyla sınırlı olsa da yıkıcı güçleri muazzam olabilir ve tüm okyanus havzalarını etkileyebilir. 2004 Hint Okyanusu tsunamisi, insanlık tarihinin en ölümcül doğal yıkımları arasındaydı, Hint Okyanusu’nu sınırlayan 14 ülkede en az 230.000 kişi öldü ya da kayboldu.