Ağıralioğlu: Çocuklarımızı uyuşturucuyla vuruyorlar!

ANKARA-BHA

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Türkiye’nin en büyük beka sorununun uyuşturucu ve bahis olduğuna dikkat çekti. Ağıralioğlu, “Memleketin birinci gündemi haline 9 milyon uyuşturucu ve bahis tezgahlarındaki evlatlarımızı birinci gündem haline getirmeliyiz. Yapacakları şey; geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı, bu tezgâhtan kurtarmaktır. Bu sadece konferans vererek olmaz. Cumhurbaşkanından, muhtarlara kadar eşgüdümle canını okunması gereken bir sorundur. PKK’nın elinde silah yoktur ama KCK’nın elinde çocuklarımızı vuracak uyuşturucu silahı vardır” dedi.

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Tokat ziyaretinin ikinci günü kapsamında gazetecilerle bir araya geldi. Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Ağıralioğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

Zarfı aç anahtara bas

“Sembolüyle ismi aynı olan tek partiyiz. Hem sembolümüz hem de ismimiz anahtar. Seçim pusulasında parti ismini seçmene buldurmak çok zor bir şeydir, hele pusula 1 buçuk metreyse. Bu zorluğu aşmak içinde anahtar çok güzeldir. Zarfı aç anahtara bas. Bütün bunlar çok rahat ifade edilebilir. İletişimde de, kolaydır, anlatması da kolaydır. Anahtarla memleketin sorunlarını çözmeyi vaat ediyoruz. Anahtar Parti’nin, Türkiye’nin A planı olma iddiası var. Seçim ittifaklara sıkıştığı için seçmen silikleşiyor. Seçmen, mecburiyet alanına sürükleniyor. Hiç kimseyle ittifak diye bir gündemim yok. Ama bir şuur beraberliği olabilir. Lozan’ı koruyalım, memleketi koruyalım…

Kendi partilerine oy vermeyecek kadar kararlılar

Türkiye’deki siyasal iklimin koordinatlarını ben çok iyi takip ediyorum. AK Parti ve MHP’den boşalan yeri dolduracak bir siyasi merkez haline geleceğiz. DEVA ve Gelecek kendisinden beklenen koordinatlarda imkân ve oy bulamadı. Yeniden Refah bir kaçış rampası ile mücadele ediyor. İYİ Parti kaybettiği güveni yeniden tazelemeye çalışıyor. Bu alan, CHP gelecek korkusuyla konsolide edilen bir alan haline geldi. CHP’nin de bunca soruna rağmen, iktidara gelememişliğinin kahrını duyan bir seçmen aslında ayrılmaya başladı. Kararsızlar diye bir şey var. Kararsızlar şu an birinci parti durumunda. Bunlar kendi partilerine oy vermeyecek kadar kararlılar, görmüşler. Bunlar sadece hangi partiye oy verecekleri konusunda kararsızlık yaşıyorlar. Anahtar Parti, kararsızların A planı olmak gibi bir araya giriyor.

Millet hatırı

Biz milletle ittifak edeceğiz. 40 katır, 40 satır arasına sıkışmış millete ya bunlar kalacak korkusuna ya CHP gelecek korkusuna… Seçmen bu alana sıkıştırılıyor. Biz, millet hatırı diye yeni bir yol açmaya çalışıyoruz. Siyaset konuşmaktan başka bir şey konuşmamaktan yorulmuşa Anahtar Parti. Benim sahada gördüğüm ölçülemez bir o oran var. İl binası açıyoruz, miting gibi oluyor.

KCK’nın elinde uyuşturucu silahı var!

Türkiye’nin en büyük beka sorunu uyuşturucu ve bahis tezgahlarında, ülkenin geleceğinin kaybına sebep olan çocuklarımızın durumudur. Tayyip Bey, Devlet Bey… elinde bırakacak silahı kalmamış PKK’nın… Memleketin birinci gündemi haline getirmek yerine 9 milyon uyuşturucu ve bahis tezgahında evladımızı birinci gündem haline getirmeliyiz. Yapacakları şey, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı bu tezgâhtan kurtarmaktır. Bu sadece konferans vererek olmaz. Cumhurbaşkanından, muhtarlara kadar eşgüdümle canını okuması gereken bir sorundur. PKK’nın elinde silah yoktur ama KCK’nın elinde çocuklarımızı vuracak uyuşturucu silahı vardır. Eğer beka sorunu diye bir şey görmek istiyorsanız, size beka sorunu.

Dış politikadaki gelişmeler

Suriye’de bir terör devleti kuruluyor. İsrail’in güvenlik programı tıkır tıkır çalışıyor. Bölgeye ABD yeni bir planla yerleşiyor. İngiltere’nin, İsrail’in ve Amerika’nın aynı anda sevindiği şeye bizimkilerin de sevinmesi, bizi kaygılandırıyor. Mevzu Ortadoğu’ysa burada olup bitene İngiltere, İsrail ve Amerika gibi sevinmememiz lazım.

Millet, PKK’ya nefes olun diye yetki vermedi!

Terörsüz Türkiye evet. Ama terörsüz Türkiye bu hedefi gerçekleştirmek için yapacağınız ilk şey; evlatlarınızı vuranlara sorduğunuza göre evlatları vurulanlara da soracaksınız. 41 yıldır şehir olmuş, gazi olmuş milletin hatırını saymadılar. Geçen seçimi bu söylediklerinizin tam tersini söyleyerek kazandıysanız, bu seçimi böyle yönetme hakkınızın olmadığını düşünüyoruz. O yüzden referandum. Devlet Bey’in komisyon çağrısını duyuyoruz. Meclise çağrılsa, komisyon kurulsa, bütün partiler de katılsa, komisyon kararını açıklasa o açıklanan kararların tamamının millet onayına sunulması gerekiyor. Çünkü geçen seçim iktidar, ‘PKK’nın canını okuyacağız’ diyorlardı. Şimdi dediklerinin tam tersini yaparak müzakere falan diyor. Millet onlara canlarını okuyun diye yetki verdi. Nefes aldırmayın diye yetki verdi, nefes olun diye yetki vermedi. Yetkiniz boşa düştü. Bu vekaletle bu işi yapmaya yetkiniz yok. Süreci şeffaflaştıracaksınız. Eğer millet onay verirse, biz bir şey demeyeceğiz. Millet derse ki; ‘yapmanızı meşru görmüyorum.’ Siz bir şey demeyeceksiniz. Hakem millettir. Devlet Bey bu söylediklerini niçin 2013 de demediğini izah etmelidir. Madem görüşerek oluyordu, Öcalan’a sorarak oluyordu, o zaman bunu 99’da niçin yapmadığınızı, bu kadar millet evladının şehadetine sebep olmanızı bize açıklayacaksınız.

Milleti kandırdınız!

Lozan’ı tartışmak istiyorlar. Anayasayı feshetmek istiyorlar. Sorunu uluslararasılaştırmaya çalışıyorlar. Hükümetin saha önceki sicillerinin de muhasebesini yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının sözüdür ‘biz hep kandırıldık.’ Şu anda milletinizi kandırıyorsunuz. Geçen seçim kandırmış oldunuz. FETÖ meselesi oluyor kandırıldık, ESAD meselesi oluyor kandırıldık. Şu yaptığınıza şu an yetkiniz varsa, siz milleti kandırdınız. Çünkü geçen seçim ‘PKK’nın canını okuyacağız’ dediniz. Şimdi diyorsunuz ki biz hiç kandıran olmadık. Şimdi tam olarak ne oldunuz?

Terörsüz Türkiye olsun ama teröristle müzakere olmasın!

Terörsüz Türkiye tabii olsun. Ama teröristle müzakere olmasın. Terörsüz Türkiye olsun, PKK muhatap alınmasın. Terörsüz Türkiye olsun şehit şüheda incinmesin. Bunların hepsini aynı anda yapamıyor musunuz? Niçin devlet kurumu boşa düşüyor? İnsanlar huzursuz oluyor. Aynı anda bir işi yapamıyor musunuz?

İmamoğlu davası

Masumiyet karnesi diye bir şey var. Mahkeme kararı kesinleşene kadar diye bir şey var. Mahkeme süreci devam ederken, konuşmaların mahkemeyi etkilemeyecek şekilde yapılması lazımdır. Devletin ne yaptığı kadar nasıl yaptığı da önemlidir. Devlet, zücaciye dükkanına girmiş fil gibi davranmaz. Bizim devletin ne yaptığı öngörülemiyorsa, borçlanma oranlarını, faizi yükseltiyor. Kendi belediye başkanlarını ayırmışlardı daha önce, seçilmiş belediye başkanlarına el çektirttiler. Eğer onlar o gün mahkemeye gidip cezasını çekseydi biz bugün İmamoğlu meselesi diye bir şey tartışmıyorduk.”

Güncel Haberler

Benzer Haberler

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz