Burhanettin Bulut, CHP’nin Seçim Kampanyasını Değerlendirdi: ”İttifakın Sandıkta Yapılması Gerektiğine İlişkin Söylemlerimiz Yerini Buldu”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, CHP’nin seçim başarısını “Bu dönem seçimleri algı yönetiminden daha uzakta yaptık. Toplumun kendi sorunları üzerinden daha çok konu ettik. Bir diğeri de bu kutuplaştırıcı dilden toplum artık iyice usandı. Başta 2019’da partiler tarafından yapılan ittifakın bu defa sandıkta yapılması gerektiğine ilişkin söylemlerimiz yerini buldu” sözleriyle değerlendirdi.
Bulut, seçim kampanyalarının Merkez Yürütme Kurulu, Parti Meclisi ve uzmanlarca hazırlandığını belirterek “Müziğinden filmlerine, afişlerine kadar tümü bir bütünün parçasıydı aslında ve Genel Başkanımız da bu konseptin lideri ve önündeki vitriniydi” dedi.
CHP Medya ve Halkla İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, 31 Mart yerel seçimlerinin sonucunu ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.
“KUTUPLAŞTIRICI DİLDEN TOPLUM ARTIK USANDI”
Bulut, “CHP’nin yerel seçimlerdeki tarihi başarısını neye bağlıyorsunuz” sorusuna şöyle yanıt verdi:
Aslında birçok faktör var. Elbette başta iktidarın ekonomideki başarısızlığı olmak üzere etkisi var ama biraz kendimize de pay çıkaralım. Bu dönem seçimleri algı yönetiminden daha uzakta yaptık. Toplumun kendi sorunları üzerinden daha çok konu ettik. Genel Başkanımızın performansı en başta elbette, sanırım yaptığı miting sayısı 100’ü geçti. Belli hedeflemelerimiz vardı, onların üzerine çalışıldı. Bir diğeri de bu kutuplaştırıcı dilden toplum artık iyice usandı. Daha birleştirici… Başta 2019’da partiler tarafından yapılan ittifakın bu defa sandıkta yapılması gerektiğine ilişkin söylemlerimiz yerini buldu. Bir de CHP’nin kendi özelliğinden de kaynaklı; birçok parti belli özelliklerde ama CHP’ye baktığınızda ‘altı ok’ içerisinde değerlendirdiğinizde aslında toplumun tüm kesimlerine hitap eden bir parti.
İçerisinde elbette sosyal demokratlar var, solcular var ama bunun yanında demokrat muhafazakarlar, demokrat milliyetçiler, demokrat Kürtler, bunların hepsine hitap eden bir parti ve 11 büyükşehrin beş yıllık çalışmasının da etkisi olduğunu da unutmak lazım.
“İKTİDARIN ALGI YÖNETİMİNDEN BİRAZ DAHA UZAKTA BİR ÇALIŞMA YAPILDI”
CHP’li Bulut, “14 Mayıs 2023 genel seçiminde de Türkiye ciddi bir ekonomik krizin içindeydi. Şu ana benzer bir ekonomik ve siyasi ortam vardı. Fakat böyle bir başarı elde edilememiştir. CHP bu seçimde neyi farklı yaptı” sorusunu şu sözlerle yanıtladı:
Çok doğru tespit. Yani 14 Mayıs’taki ekonomik krizle bugünkü ekonomik kriz biraz daha derinleşti ama sonuçta orada da ekonomik kriz vardı. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluk sınırının altında kalanların büyüklüğü ortadaydı ama bu dönem belki iktidarın o montaj videolar gibi algı yönetiminden biraz daha uzakta bir çalışma yapıldı. Bir kere pozitif bir dil kullanıldı. 45 günlük yoğun bir propaganda zamanımız oldu. ‘İşimiz gücümüz Türkiye’deki mesaj: Biz belediyecilik hizmetini iyi biliyoruz ve bunu yapmaya hazırız. Genel siyaset elbette ama sonuçta bir sığınma limanına ihtiyaç var. Toplum kendi kültürünü yansıtabilmesi, iptal edilmeyen konserlerin yapılabilmesi, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkılabileceği, pandemide olduğu gibi bir ihtiyaç anında yanlarında olunacağı, depremde olduğu gibi yardımlarda hızla hareket eden belediyecilik hizmetleri anlamında birleştirici bir dil vardı.
İkincisi de yine kampanyada çok net görüldü. Toplumda ayrışım yapmadan, yani belediyenin kapısından giren hiç kimsenin ne diline de inancına hiçbir sorgu yapmadan herkese eşit hizmet verme amacındaydı. O da çok iyi işlendi.
“TOPLUMDA EN HASSAS OLAN KONULARA İLİŞKİN YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALARI İFADE ETTİK”
“Üçüncüsü de şu anda toplumda en çok hassas olunan şeyler nelerdi? Onlara ilişkin yapacağımız çalışmaları ifade ettik.” diyen Bulut, barınma sorununa işaret etti. Ülkede dört kişiden birinin barınma sorunu yaşadığını belirten Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bugün asgari ücretle ya da asgari ücretten çok daha yüksek maaşı olanların bir ev alma ihtimalini gözükmediği bir dönemde barınmayı dile getirdik. Güvenli şehir vurgusu çok önemliydi. Sadece bina açısından değil, sokakta da güvenliğin önemi ifade edildi. Kreş keza aynı şekilde. Şu anda çok dile gelmese de özellikle çekirdek ailelerde kreş sorunu en büyük sorunlardan bir tanesi. Kadının iş hayatına girmesi gerekiyor ama kreş olmayınca maalesef o yaşanmıyor. Son olarak da bizim gençlerimizin yurt dışına çıkmaması için iş imkanlarının yaratılması.
Başta iyi bir eğitim alması, yurt problemine ilişkin vurgularımız vardı. Şehircilik, başlı başına; temizlik ya da şehirde yaşayanların ihtiyaçlarını karşılamak değil, onlara da vizyon getirmek, orada yaşayanların geleceklerine dair de güven oluşturmak da esas. Tüm bu vurgularla bir kampanya dönemi geçirdik.
“GENEL BAŞKANIMIZ, KONSEPTİN LİDERİ VE ÖNÜNDEKİ VİTRİNİYDİ”
“Barış Manço’nun ‘Anlıyorsun Değil Mi’ şarkısını seçim şarkısı yapmanız ‘Türkiye İttifakı’ vurgusunda olduğu gibi tüm Türkiye’ye hitap eden bir şarkı olması mıydı” sorusunu Bulut, şöyle yanıtladı:
“Elbette. Bir defa o kampanyanın dili, sandık filmlerimiz, küçük filmler bunların hepsi bir bütündü aslında. Bu çalışmaların arkasında ciddi bir profesyonel kadro var. Yani biz elbette siyasetçiyiz, elbette toplumsal okumada katkılarımız var ama bu 45 günlük kampanyanın bir de öncesi vardı. Bir aylık bir hazırlık oldu. İşin içerisinde Merkez Yürütme Kurulumuz, Parti Meclisimiz ve uzmanlarımız vardı. Danışma Kurulu oluşturduk. Onlardan aldığımız bilgiler ışığında ve ajanslarımız da başladı bu çalışmaya. Vatandaşın talepleri ne, ihtiyaçlarını ne, bu seçim döneminde neyi öne çıkartmamız gerekiyor; belirledikten sonra profesyonelde aldığımız destekle bu kampanyaya başladık. Müziğinden filmlerine, afişlerine kadar tümü bir bütünün parçasıydı aslında ve Genel Başkanımız da bu konseptin lideri ve önündeki vitriniydi aslında.”