Babacan: ”Erdoğan Sebep, Yüksek Faiz Sonuç. Erdoğan Sebep, Yüksek :Kur Sonuç. Erdoğan Sebep, Yüksek Enflasyon Sonuç. Bu Kadar”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Sayın Erdoğan, Merkez Bankası kararlarının arkasındaysanız, çıkın açıklayın. Çıkın açıkça savunun. Yok Merkez Bankası’nın faiz artırması yanlışsa, o zaman da gereğini yapın. Sustu, susuyor. Her konuda konuşuyor, bu konuda susuyor. Belli, konuşacak yüzü yok. Açıklayacak yüzü yok. Ama arkadaşlar, ben açıklayayım ben. Bu vesileyle gerçek tezi ben açıklayayım. Erdoğan sebep, yüksek faiz sonuç. Erdoğan sebep, yüksek kur sonuç. Erdoğan sebep, yüksek enflasyon sonuç. Bu kadar” diye konuştu.
Ali Babacan, DEVA Partisi Kocaeli Aday Tanıtım Toplantısı’nda konuştu. Programda Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İsmail Ensar Baturman’ı da tanıtan Babacan, Merkez Bankası’nın faiz kararlarına, muhalefetin siyaset anlayışına, ekonomi yönetimine değindi. Ali Babacan’ın konuşmasından başlıklar şu şekilde:
“SAYIN ERDOĞAN, MERKEZ BANKASI’NIN KARARLARININ ARKASINDAYSANIZ, ÇIKIN AÇIKLAYIN”
Sayın Erdoğan, Merkez Bankası kararlarının arkasındaysanız, çıkın açıklayın. Çıkın açıkça savunun. Yok Merkez Bankası’nın faiz artırması yanlışsa, o zaman da gereğini yapın. Sustu, susuyor. Her konuda konuşuyor, bu konuda susuyor. Belli, konuşacak yüzü yok. Açıklayacak yüzü yok. Ama arkadaşlar, ben açıklayayım ben. Bu vesileyle gerçek tezi ben açıklayayım. Erdoğan sebep, yüksek faiz sonuç. Erdoğan sebep, yüksek kur sonuç. Erdoğan sebep, yüksek enflasyon sonuç. Bu kadar.
”FAİZ YÜKSELMEZ İNER, DAHA DA İNECEK’ DEMİYOR MUYDU?”
‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diye tutturduğu bir tekerlemesi yok muydu? ‘Nass, nass’ demiyor muydu? ‘Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselmez iner, daha da inecek’ demiyor muydu? Hayırdır Sayın Erdoğan, şimdi size soruyoruz: İktidardan mı indiniz?
”NE ZAMAN MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZ ÇALIŞTI, ENFLASYON TEK HANEYE DÜŞTÜ”
Türkiye’de yakın tarihimiz o kadar açık ki. Ne zaman ki Merkez Bankası bağımsız çalıştı, enflasyon tek haneye düştü; ve uzun süre de tek hanede kaldı. Ne zaman ki Erdoğan Merkez Bankası’nı kendisine bağladı 2018’de, o gün bugündür enflasyon azdı, düşmüyor, bu kafayla düşmez de. Tablo çok net ortada.
‘Biz gidersek ülke batar’ demek dışında siyaset üretmeyenlerin, muhalefet etmeyi bir kazanç kapısı olarak görenlerin, işine geldiğinde şiddete karşı çıkan, işine geldiğinde bir yumruğu savunmak için yarışanların; kısacası ezber konuşan, ezber düşünen muhalefetin de bu ülkeye verebileceği hiçbir şey yok, bunu açık söylüyorum ben.
“BİR KİMLİK SİYASETİDİR ALMIŞ YÜRÜMÜŞ”
Bir kimlik siyasetidir almış yürümüş. Şöyle bir açın bakın ne diyorlar diye; hep kimlik siyaseti. Diyor ki, ‘Ben falancıyım, filanım, onun için bana oy verin.’ Diyorlar ki, ‘Ben şucuyum bucuyum, bana oy verin.’ İyi de arkadaş, senin kim olduğunu anladık da, sen bu memleket için ne yapacaksın ya bu onu anlat hele ya. Bu ülkenin yarınları için hayalin nedir? Projelerin nedir, planların nedir onu anlat. Yok.
“BAZI MUHALEFET PARTİLERİ ADINA KONUŞANLARI DİNLERKEN HİCAP DUYUYORUM”
İnanın, bazı muhalefet partilerinin sözcülerini dinlerken, muhalefet partileri adına konuşanları dinlerken hicap duyuyorum. ‘Al birini vur ötekine’ derler ya, aynı o hesap. Henüz daha iktidar ya da iktidar ortağı falan da değiller bakın. Şimdiden başlamışlar kavgaya, dövüşe. Sözüm ona, ülkenin yarınlarına siyaset vadediyorlarmış. Sözüm ona, bu iktidarın alternatifi olacaklarmış.
“HÜKÜMET ÜLKENİN BİR YARISINI DİĞER YARISIYLA KAVGALI HALE GETİRDİ”
Türkiye’de kabaca arkadaşlar, yüzde 60- yüzde 40 gibi bir oran var ama, kabaca ülkenin yarısı ev sahibi, yarısı kiracı. Yani bu hükümet bu ülkenin bir yarısını diğer yarısıyla kavgalı hale, ihtilaflı hale getirdi. İşte, büyükşehir adayımız avukat. Avukatlara şöyle bir sorun; en çok hangi davalar geliyor bugün size diye, kiracı ev sahibi davası. Ama bu milletin zaten kabaca yarısı ev sahibi yarısı kiracı. Milletin yarısı diğer yarısıyla kavgalı, ihtilaflı.
“99 DEPREMLERİYLE YAŞADIĞIMIZ ACIDAN MAALESEF DERS ÇIKARTILMADI”
Üzerinden 25 sene geçse de 99 depremleriyle yaşadığımız acıdan maalesef ders çıkartılmadı. Çünkü zihniyet değişmedi arkadaşlar, zihniyet. 6 Şubat günü, depremin olduğu saatte, Adıyaman’da binlerce insan saat 04.17’de o duran saat kulesine yürürken ‘Sahipsiz Memleket!’ diye haykırmıştı; ki ben tam 6 Şubat tarihinde Adıyaman’daydım. 5’inde Kahramanmaraş 6’sında Adıyaman. Oradaki vatandaşlarımızla şöyle bir dertleştik. Tam 1 yıl sonra durumu yerinde izledik, gözledik. Evet, sahipsiz memleket.
“ÜLKEMİZİN HER KÖŞESİNDE ‘SAHİPSİZ MEMLEKET’ HİSSİ YAŞANIYOR”
Ülkemizin her köşesinde ‘sahipsiz memleket’ hissi yaşanıyor. Her afette, her felakette, yurdumun bir başka köşesi ‘sahipsiz’ kalıyor. Erzincan’da, altın aranıyor; madende çalışan işçilerimiz sahipsiz kalıyor. Marmara Denizi’nde bir gemi fırtınada denize açılıyor; denizcilerimiz sahipsiz kalıyor. Sokakta yürürken çatışmalar yaşanıyor, insanlar yaralanıyor; vatandaşlarımız sahipsiz kalıyor.
“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNUYORLAR AMA SADECE KENDİLERİ İÇİN”
İdeolojik zıtlıklar, siyasi görüş ayrılıkları fark etmiyor. İfade özgürlüğünü savunuyorlar, ama sadece kendileri için. Şiddete karşı çıkıyorlar, ama sadece kendileri için. Hak-hukuk diyorlar, ama sadece kendileri için. İktidarıyla muhalefetiyle, yerel seçimlerdeki ‘matematikleri’ belli: Belediyecilik ‘eşittir’ komisyonla plaza dikilecek boş arsalar. Belediyecilik ‘eşittir’ eşe dosta dağıtılacak haksız hukuksuz ruhsatlar.
Bir, biz iyi yönetiriz diyoruz. İki, biz temiz yönetiriz diyoruz. Ve bunu da laf olsun diye söylemiyoruz. Kocaeli’yi layık olduğu gibi, demokrasiyle, adaletle ve tertemiz yöneteceğimizi apaçık belgelerle ortaya koyuyoruz. Seçim geliyor diye değil, bundan tam iki yıl önce Yerel Yönetimler ve Şehircilik Eylem Planı’nı ortaya koyan biziz; DEVA Partisi’nden başka bunu yapan yok.”