Muğla’nın Datça ilçesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan Datça Yat Limanı Projesi için “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararı verildi.
Datça’ya bağlı İskele Mahallesi Azganlı mevkisinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan Datça Yat Limanı projesi için 17 Haziran 2021 tarihinde ‘Halkın Katılımı Toplantısı’ yapıldı ve 10 Aralık 2021’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ÇED raporu sunuldu. 98 milyon 197 bin lira bedelle yapılacak olan projeye 30 Ocak’ta 2024’te ‘ÇED olumlu’ kararı verildi.
Datça yat limanı projesi, ÇED SÜRECİ DURDURULMUŞTU
11 Ocak 2022’de ise 1. İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapıldı. Toplantı sonucunda Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ile Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü görüşlerinin eksikliği ve projenin çevresel etkilerine ilişkin eksik değerlendirmelerin tamamlanması için ÇED süreci durduruldu. İlerleyen süreçte Datça Yat Limanı’nda planlanan revizyonların, 31 Mayıs 2007 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı onama sınırları içerisinde kalacak şekilde gerçekleştirilmesine ve 270 olan yat bağlama kapasitesinin korunarak herhangi bir artışa gidilmemesine karar verildi. Bu kapsamda proje (ÇED) alanı 45 bin 738 metrekare (408 metrekare sit alanı hariç) kara alanı, 79 bin 355 metrekare deniz alanı olmak üzere toplam 125 metrekare 93 metrekarelik alan olarak revize edildi.
Datça Yat Liman Projesinde Sonuç olarak, Çed Olumlu Kararı Verildi
98 milyon 197 bin lira bedelle yapılacak olan projeye 30 Ocak 2024’te ‘ÇED olumlu’ kararı verildi. Öte yandan planlanan alan içerisinde, Datça Belediyesi Atıksu Arıtma Tesisi kuzey yönünde mülga İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararı ile tescilli 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı (Anıt Mezar) bulunuyor.
ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ (ÇED) NEDİR?
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar bütünüdür.
Ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeye engel olmaksızın çevre değerlerini koruyarak, yapılması planlanan ve ÇED Yönetmeliğine tabi projelerin çevreye olabilecek sürekli veya geçici potansiyel etkilerinin ilgili tüm tarafların görüş ve önerilerini de dikkate alarak işletme öncesi, işletme dönemi ve işletme sonrasını da içine alarak değerlendirilmesinin, izlenmesinin ve denetlenmesinin yapıldığı bir süreç olan ÇED ile ilgili ilk düzenleme ÇED Yönetmeliği adı altında ilk olarak 07/02/1993 tarihinde yayımlanmıştır.
Günümüze kadar 23/06/1997, 06/06/2002, 16/12/2003, 17/07/2008 ve 03/10/2013 tarihlerinde revize edilen ÇED Yönetmeliği ile ilgili son değişiklik 25.11.2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanılarak yürürlüğe giren Yönetmelik ile yapılmıştır.
Yönetmeliğe tabi projeler/faaliyetler, Ek-I (Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler Listesi) ve EK-II (Seçme Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesi) olarak yer almaktadır.
ÇED Yönetmeliği hükümlerine tabi faaliyetlere/projelere verilen “ÇED Olumlu” ya da “ÇED Gerekli Değildir” kararları faaliyete başlanması için Kanunen gereklidir. Ancak, ÇED Yönetmeliği kapsamında verilen kararlar nihai izin ve onay niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle, yürürlükte olan mer’i mevzuat uyarınca ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan gerekli izin, onay, görüş ve/veya ruhsatların alınması gerekmektedir.
ÇED’İN ANA İLKELERİ
Planlama süreciyle bütünleştirme
Çevresel değerlendirme süreci, çevresel konuların dikkate alınmasını sağlamak için, planlama süreciyle bütünleştirilmelidir. İdeal bir durumda, değerlendirme projenin hazırlık süreciyle bütünleştirilir. Bu aynı zamanda değişik kısımlardan sorumlu ekiplerin veya kişilerin birbirlerinin çalışmalarına etkin şekilde katılmaları veya projeyi hazırlayanlarla değerlendirmeyi yürütenler arasında daha yakın temas ve bilgi alışverişi sağlamak anlamına gelir.
Mümkün olan en erken aşamada diyalog
Çevresel değerlendirme karar verme sürecinin mümkün olan en erken aşamasında uygulanmalıdır. Sürecin doğru şekilde çalışması açısından, değerlendirme verilerinin projenin hazırlanması sırasında elde olacağı şekilde bir zamanlama gereklidir. ÇED’in projeye ilişkin kritik kararlar verildikten sonra başlatılması, proje tasarımını, resmi olarak kabul edilmiş olmasa bile, değiştirilmesi zor bir hale getirmektedir.
Sorumluluk
Proje sahibi, proje hedefleri gerçekleştirilirken etkileri indirgemek açısından en iyi konumda bulunduğu için, ÇED Raporunu hazırlamakla sorumludur. Proje sahibi, çevresel hedeflerin gerçekleştirilmesinden sorumlu olan çevre makamlarıyla işbirliği yapmalıdır.
Karar verme
ÇED Raporu karar vericilere, proje teklifiyle birlikte sunulmalıdır. Yetkili makam, karar verilirken raporu da göz önünde bulundurmalıdır. Yetkili makam, teklif edilen bir plana ilişkin karar verdiği zaman, çevresel etki değerlendirme raporuna açık şekilde atıf yapmalıdır.
Siyasi irade ve bilginin doğru kullanımı etkili bir ÇED süreci için gereklidir. Aksi taktirde, değerlendirme süreci ve çevresel değerlendirme ile proje hazırlığı arasındaki bağlantı tüm ilgili tarafların açık, geniş ve şeffaf katılımıyla çok başarılı şekilde yürütülse bile, karar verme üzerindeki etkiler zayıf olabilir. Bu durumda geleneksel ve ekonomik tercihler ön plana çıkabilir ve değerlendirmedeki önerilerin önüne geçebilir. Çevresel değerlendirmeyi başlatma ve kullanma konusundaki siyasi iradenin artırılması için şu araçlar kullanılabilir:
– Politikacıların ve kamuoyunun yeterli bilince sahip olmaları;
– Çevresel konular üzerine eğitim,
– Karar vericilerin üzerinde baskı oluşturmak üzere, karar verme sürecinde şeffaflık.