Erdoğan: ”Bu Netanyahu’nun yaptıklarının Hitler’den geri kalır yanı var mı? Yok. Şu an itibarıyla Hitler bunun kadar zengin değildi,” dedi.
Erdoğan’dan Hitler Benzetmesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 100. Yıl TÜBİTAK-TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’nde; “Stadyumlarda İsrail’in Nazi kamplarını izledik, değil mi? Bu nasıl bir iştir? Hani, Hitler’den garip garip bahsederler, sizin Hitler’den ne farkınız var ya? Bunlar bize Hitler’i de aratacak. Bu Netanyahu’nun yaptıklarının Hitler’den geri kalır yanı var mı? Yok. Şu an itibarıyla Hitler bunun kadar zengin değildi, bu Hitler’e göre daha zengin” dedi. Erdoğan, ayrıca “Sırf fikrini ifade ettiği, insanlık onurunu savunduğu için baskıya maruz kalan tüm bilim insanlarına çağrı yapıyorum: Türk üniversitelerinin kapıları sizlere sonuna kadar açıktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 100. Yıl TÜBİTAK-TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’ne katıldı. Erdoğan özetle şöyle konuştu:
“36 SAATTE 54 TERÖRİST YOK EDİLDİ. ŞEHİTLERİMİZİN ASLA KANLARI YERDE KALMAYACAK”
Erdoğan Sözlerine Şöyle Devam Etti:
“Bu sene 77 bilim insanımız ödüllere TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerine layık görüldü. Uluslararası TÜBA akademi ödüllerini bu yıl sağlık ve yaşam bilimleri ile fen ve mühendislik bilimleri kategorisinde 3 bilim insanımıza veriyoruz. Bu 3 ödülle TÜBA Akademi ödüllü bilim insanı sayımız 28’e yükseliyor. Üstün başarılı genç araştırmacılara verilen TÜBA GEBİP ödüllerini ise 24 farklı üniversiteden 34 genç bilim insanımıza takdim edeceğiz. Böylece TÜBA GEBİP ödülü kazanan bilim insanı sayımız 644’e ulaşıyor. Bilimsel telif eseri ödüllerinde 13 Türkçe bilimsel telif eserimiz ödül almaya hak kazandı. Bu kategoride vereceğimiz 3 özel ödül ile merhum Halil İnancık, Kemal Karpat ve Mehmet Genç hocalarımızın hatırasını da yaşatıyoruz.
Bu ödüllerle birlikte ödül alan eser sayısı 239’a çıkacak. 100. Yıl TÜBİTAK Ödülleri kapsamında ise 21 farklı üniversite ve araştırma kurumumuzdan bilim insanımıza 7 bilim ödülü, 1 özel ödül, 1 hizmet ödülü ve 18 teşvik ödülü vereceğiz. Toplamda 77 bilim insanımıza ilim ve kültür müktesebatımıza yaptıkları katkılar için teşekkürlerimizi ifade etmiş olacağız.
Türkiye’nin şahlanışına set çekmeye çalışan menfur terör saldırılarının kutlu yürüyüşümüzü asla durduramayacağının bilinmesini istiyorum. 12 evladımız şehit oldu, Allah rahmet etsin. Tüm ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Ama bakın, 36 saatte 54 terörist yok edildi. Çünkü bizim bu şehitlerimizin asla kanları yerde kalmayacak.
“Mesele Ufku Yakalayabilmektir”
Bilimsel çalışmaların merkezleri olan üniversitelerimizin sayısını, burası çok önemli, 76’dan 208’e yükselttik. Ne dediler? 76 üniversite neyine, nereden çıktı bu 208 üniversite? Dikkat et, 76 üniversiteyle ülkemin bir bölümünde vardık, ama 208 üniversite ile 81 vilayetin 81’inde üniversitelerimiz var. Şu anda üniversitemizin olmadığı ilimiz yok. Ta Şırnak’taki nereye gelecekti, İstanbul’a. Ama şimdi benim hocalarım Şırnak’taki üniversiteye gidiyor, orada
oranın evlatlarına eğitim-öğretim veriyor. Oralardan da birinciler çıkıyor mu, çıkıyor. Hakkari’den çıkıyor mu, çıkıyor. Mesele bu ufku yakalayabilmektir.
TÜBİTAK‘ı her alanda destekleyerek daha da güçlendirdik. TÜBİTAK akademik araştırma geliştirme destek programları kapsamında toplam 31 bin projeye destek sağladık. Bunlar için 68 milyar liranın üzerinde kaynak kullandık. Bilim insanı destekleri programı ile 270 bin bilim insanına toplam 17,8 milyar lira tutarında destek verdik. Bilim kültürünün toplumda yaygınlaştırılması amacıyla 2007’den bu yana 47 bin projeye toplam 4 milyar lira destek sağladık.
“BİLİM İNSANLARIMIZIN ÜLKEMİZE DÖNEREK TÜRKİYE’NİN KALKINMA MÜCADELESİNE DESTEK VERMELERİ ÇOK ÖNEMLİDİR”
Akademik ve bilimsel çalışmalarının belli bir kısmını yurt dışında yapmış, orada bilgi ve tecrübe kazanmış bilim insanlarımızın ülkemize dönerek Türkiye’nin kalkınma mücadelesine destek vermeleri çok ama çok önemlidir.
Özellikle Gazze krizi sonrasında Batı’nın prestijli üniversitelerinde yaşanan utanç verici sahnelerin biz süreci daha da hızlandıracağına inanıyoruz. Değerli arkadaşlar, Gazze’de 7 Ekim’den beri çoğu çocuk ve kadın 21 binden fazla masum Filistinlinin hayatına mal olan İsrail vahşeti bir nevi turnosal işlevi gördü. Kimin gerçekten insan hak ve onurunu savunduğu, kimin de bunların sadece istismarını yaptığı ayan beyan ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nden uluslararası basın kuruluşlarına, Avrupa Birliği’nden gazeteci örgütlerine ortada demokrasi havariliğini yapan ne kadar kurum, kuruluş ve yapı varsa bu krizde hepsi sınıfta kaldı.
“BUNLAR BİZE HİTLER’İ DE ARATACAK”
Saldırılar başlayalı bugün itibarıyla tam 80 gün oldu. Gözlerimizin önünde 80 gün boyunca insanlığa ait tüm değerler kurşuna dizildi. Stadyumlarda İsrail‘in Nazi kamplarını izledik, değil mi? Bu nasıl bir iştir? Hani, Hitler’den garip garip bahsederler, sizin Hitler’den ne farkınız var ya? Bunlar bize Hitler’i de aratacak. Bu Netanyahu’nun yaptıklarının Hitler’den geri kalır yanı var mı? Yok. Şu an itibarıyla Hitler bunun kadar zengin değildi, bu Hitler’e göre daha zengin. Batı’dan alıyor destekleri, Amerika’dan her türlü destek geliyor.
Bütün bu desteklerle 20 bini aşkın Gazzeliyi bunlar ne yaptılar, öldürdüler. İşte, mazlumların yanında olan ses Müslüman Türk’ün sesidir. Savaşta bile dokunulmaması gereken hastaneler, okullar, ibadethaneler, üniversiteler bombalandı. Gazzeli bilim insanları aileleriyle birlikte şehit edildi. Gazze’deki barbarlığı dünyaya duyurmaya çalışan 100’e yakın gazeteci katledildi. Yalnızca 360 kilometre kare büyüklüğündeki dar bir alana hapsedilmiş 2,5 milyon insanın kıyıma uğramasını içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Türkiye gibi vicdan sahibi ülkelerin diplomatik alanda gösterdiği onca çabaya rağmen her gün yüzlerce Gazzelinin öldürülmesine maalesef engel olamadık. Yaptığımız yardımlara, verdiğimiz mücadeleye, yürüttüğümüz temaslara rağmen bir Müslüman olarak, hepsinden önemlisi bir insan olarak kendi iç dünyamızda bu zulmü engelleyememenin mahcubiyetini yaşıyoruz.
“TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİN KAPILARI SİZLERE SONUNA KADAR AÇIKTIR”
Açık söylüyorum: Bakın, bugün Almanya hâlâ Hitler’in bedelini ödemeye devam ediyor. Onun için Almanya’nın sesi çıkmıyor. Başı öne eğik. Ama bizim kimseye borcumuz yok. Bizim borcumuz yok. Batı’nın borcu var. Borcu olduğu için ses çıkaramıyor. Bölücü terör örgütü PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının paçavralarına düşünce özgürlüğü bahanesiyle şehrin en merkezi meydanlarını açanlar Filistin halkının sesi olmaya çalışanlara kan kusturmaktadır. Düşünebiliyor musunuz, sırf çocukların, kadınların ve sivillerin haklarını savundukları için üniversite rektörleri sorgulanıyor, Kongre’ye hesap vermek zorunda kalıyor. En küçük bir eleştiri, hukuk ve demokrasi sınırları içinde bile olsa en küçük eylem antisemitizm yaftası vurularak engelleniyor, hatta suç sayılıyor.
Buradan, sırf fikrini ifade ettiği, insanlık onurunu savunduğu için baskıya maruz kalan tüm bilim insanlarına çağrı yapıyorum: Türk üniversitelerinin kapıları sizlere sonuna kadar açıktır.”