İmamoğlu: “Külleri̇nden doğup çağdaş bi̇r ülke var etmeyi̇ başarmış bu halkın, Cumhuri̇yet’i̇n çocuklarıyız”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, MEF Üniversitesi 2023-24 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni’nde konuştu, “Yolunuzun ışığı akıl olsun, bilim olsun. Bu yoldan asla vazgeçmeyin. Geçtiğimiz yüzyıla baktığımızda bu ülkenin kurtuluş mücadelesi bile başlı başına çok büyük bir mücadele. Muazzam zorlukların içerisinde müthiş bir başarıyla bir devlet ve bir ulus inşa etmişlerdir. Bu zorluklara bakın ve önünüzü o şekilde aydınlığa çevirin. Aynen Mustafa Kemal Atatürk’ün önümüzü aydınlığa dönüştürdüğü gibi…” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, MEF Üniversitesi 2023-24 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni’ne, Sarıyer Belediye Başkanı Mustafa Oktay Aksu ile birlikte katıldı.
Sarıyer Volkswagen Arena’da gerçekleştirilen mezuniyet töreninde sırasıyla; MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, Öğrenci Konsey Başkanı Doğukan Yılmaz, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, üniversite birincisi Sudenur Bilgin ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.
Gençlere seslenen ve bilimin ışığından ayrılmamaları gerektiğini vurgulayan İmamoğlu şunları söyledi:
“Yolunuzun ışığı akıl, bilim olsun”
İnsanların deneyimleri ve özellikle insanların kendi hayatında biriktirdiği, hele hele ilim insanı, bilim insanı olduğu zaman size sunduğu katkılar olağanüstü, yeter ki kulaklarımızla, zihnimizle, beynimizle, kalbimizle onları dinleyelim ve onların tuttuğu ışığı kendimize bir yol haritasının izi olarak hissedelim. Hayatım boyunca bilgiye dair bakışım böyle oldu. Bilginin sahibinin elbette emin olmam gereken bir kaynak olmasına da dikkat ettim. Ama bilgi ve bilginin sahibi sağlam olduğunda ve ondan faydalanıyorsanız hangi işi yaparsanız yapın gerçekten yolunuz çok açıktır. O bakımdan bütün genç arkadaşlar yolunuzun ışığı akıl olsun, bilim olsun demek isterim. Bu yoldan asla vazgeçmeyin.
“Umutsuzluğa kapılmayın”
Çağın getirdiği zorluklarla gençlerimiz mücadele ediyor. Özellikle son dört yıla bakınca zorluk dönemi, gerçekten acı bir dönem. Hem pandeminin, dünya ekseninde yaşadığımız salgın hastalığın etkisi ki yüz yılda bir bu tür hastalıklar yoğun bir biçimde kitlesel etkisi yüksek oluyor… Böylesi bir döneme denk gelmemiz, savaşlar ne yazık ki çok yakın coğrafyamızda… Ülkemiz ve bütün dünya aslında büyük bir ayrımcılıktan ve insanların kutuplaştığı bir ortamdan çok yüksek seviyede etkilendikleri bir ortam. Bunun etkisiyle büyük bir göç ve aynı zamanda bir mülteci, sığınmacı sıfatıyla dünyanın birçok yerine savrulan insanlar ve bunun büyük etkisinin var olduğu ülkemiz ve tabii büyük deprem…
Her birisi acı ve hayatımıza çok sıkıntı veren, insanlarımızı umutsuzlaştıran, insanlarımızı çok derin düşünceye sevk eden olaylar… Ben hep kendi yaşamımda böylesi sıkıntıları yaşadığımda bu bazen inanın böyle ortaokul, lise çağında olmuştur.
Çok erken belki sorumluluk duygusu hisseden bir çocukluk yaşadım. Daha sonra üniversite yaşamım, iş yaşamım ve her anımda aynı zamanda şu anda görevini yaptığım koca İstanbul’un, dünyanın en güzel şehrinin sorumluluğu esnasında en zor anlarda, başka zorlukları yaşayan insanların hayatlarından kesitleri okurum. Onların deneyimlerinden faydalanırım ve tarihe baktığımda aslında bu zorluklar hep var olmuştur ve var olacaktır. O bakımdan sakın kendinizi bir şanssız kitle ya da şanssız bir nesil olarak görüp umutsuzluğa kapılmayın.
“Önünüzü aydınlığa çevirin”
En yakını geçtiğimiz yüzyıla baktığımızda bu ülkenin kurtuluş mücadelesi bile başlı başına dünya çapında çok büyük bir mücadele. Milyonlarca insanını kaybeden ve özellikle birçok hanede artık yaşamın söndüğü bir ortamda bu güzel toprakları çok güzel bir sistemle geleceğe hazırlanması noktasında yine geleceği gençlere emanet eden, onların genç fikirlerine ve hür fikirlerine emanet eden bir sürecin var olmasını başaran o nesil ki onun lideri ve o nesil ki hepinizin aslında geçmişi, dedesi, ninesi, atası var onun içerisinde. Onlara baktığınızda muazzam zorlukların içerisinde müthiş bir başarıyla bir devlet ve bir ulus inşa etmişlerdir. Bu bakımdan bu zorluklara bakın ve önünüzü o şekilde aydınlığa çevirin. Aynen Mustafa Kemal Atatürk’ün önümüzü aydınlığa dönüştürdüğü gibi…
“Bu cennet vatanın insanları bizden ne bekliyor”
Elbette cumhuriyetimizin yüzüncü yılın ilk yılında konuşuyoruz. Yani aslında geçtiğimiz yıl Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılını kutladık. Ama o günden itibaren biz ikinci yüz yılın ilk günlerinde, aylarında bugünleri yaşayan insanlarız. Yani ben Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bu dönemi yaşıyorum. Sizler yeni mezun olmuş, hayata adım atan gençler olarak sürece bakıyorsunuz. Dolayısıyla hemen kendime bir sorumluluk hattı çiziyorum bugünden itibaren. Diyorum ki önümüzdeki yüzyıla baktığımızda bu güzel topraklar, bu cennet vatan, bu güzel şehir, bu cennet vatanın insanları, yurttaşları hatta insanlık hatta doğa hatta yaşayan her canlı bizden ne bekliyor ve ne istiyor? O bakımdan kendimi sorumluluk hattının içerisine koyan bir yönetici olarak önüme bakıyorum ve umutla bakıyorum.
“Kaybedeni olmayan koşunun bireylerisiniz unutmayın”
Büyük bir koşu olduğunu görüyorum ama ona hazırlandığım takdirde o koşuyu da başarıyla bitirebileceğime olan inancımla bakıyorum. Lütfen kendinize böyle bakın. Uzun bir maraton koşucusu gibi kendinizi iyi hazırlayın. Zihinsel, bedensel olarak iyi insan olmakla hazırlayın. Hoşgörülü bir insan olarak hazırlamayı unutmayın. Her insana saygı, her fikre saygılı bir birey olarak hazırlanmayı unutmayın. Bu güzel fırsatlarla dolu cennet vatanın ve güzel İstanbul’un birer ferdi olduğunuzu unutmadan önünüze bakın. Ben eminim ki o maraton koşusu boyunca başarılı olacaksınız ve maratonu bitireceksiniz. Maratonu bitirmek birinci olmak kadar önemlidir. Onun için maraton koşusunu önemserim.
O bakımdan bu koşunun kaybedeni olmaz. Kaybedeni olmayan bir koşunun bireyleri olduğunuzu da unutmayın. İnşallah sizler de milletimize, devletimize aynı zamanda insanlığa faydalı birer birey olacak ve yolunuzda başarılı olacaksınız.”
“Cumhuriyetin çoçuklarıyız”
Gerçekten küllerinden doğup çağdaş bir ülke var etmeyi başarmış bu halkın cumhuriyetin çocuklarıyız” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
Hep birlikte çok çalışarak eminim ki bu güzel ülkeyi tam da bu çağın gereği olan endüstriyel kalkınmaya, aynı zamanda bu çağın gereği olan doğayı en iyi şekilde korumaya, her türlü toplumsal ve aynı zamanda insanlık adına mücadelenin en başarılı insanları olmaya dönük bir yelken açıyorsunuz. Bizlerin görevi de kesinlikle sizlerin önünü açmak yarınlara sizlerin daha iyi hazırlanacağı ortamı sağlamak. Sizleri bu anlamda bilgiyle, birikimle donatmak ve gelişiminize destek olacak ortamları ve donanımları sağlamak da bu dönemin biz yöneticilerinin en büyük sorumluluğu. İBB olarak tam da bu yöne bu şekilde hizmet etmeye gayret eden bir kurumuz.
Aynı zamanda tabii ki eğitime destek veriyoruz. Tabii ki eğitimin içerisindeki öğrencisinden eğitimcisine ve toplumsal eğitimden farklı eğitim, kurum ve kuruluşlarına varıncaya kadar destek oluyoruz.
Bu ülkenin her insanı iyi eğitime muhtaçtır. Ama buradaki bölümlerden mezun olan sizler gibi ama bir meslek eğitimini alarak hayata hazırlanan bir birey ya da farklı eğitimlerle beraber kendi bilgi ve becerisini en üst seviyeye taşıyan bireyler şeklinde… Bu bağlamda topyekûn eğitim seferberliğine, faydalı eğitim seferberliğine hep birlikte girişirsek ve çağdaş bir eğitim sistemini bu ülkede en üst seviyeye taşıyabildiğimiz takdirde önümüzdeki yüzyılın gerçekten dünya çapında en başarılı gelir seviyesi en yüksek yaşam kalitesi en yüksek kültür seviyesi en yüksek, sosyal yaşam seviyesi en yüksek toplum oluruz.
Bu yöne hep birlikte bakmak zorundayız. Ben de inanın bu yolda en büyük çalışkanlığı, en büyük sizlere hizmet etme gayreti içerisinde olmayı bir yönetici olarak kendime hedef koyuyorum. Yani aslında bir yönetici de çalışkanlığıyla aynı şekilde kendisine hedef koymalı bir öğrencilikten hayata atılan sizler de. Bu bakımdan inşallah sizlerin gayretiyle çok aydınlık bir döneme hep beraber koşacağız.
“Yolculuğunuza katkı sunmaya devam edeceğiz”
Bizler de sizlerin bu yolculuğuna katkı sunmaya devam edeceğiz. Genç nesilleri yetiştiren kıymetli MEF üniversitemizin bütün kurum, kuruluş görevlilerine, rektörümüzden, emekçilerine varıncaya kadar hepinize teşekkür ediyorum. Aynı zamanda siz sevgili velilerimiz, emeklerinizle gurur duyabilirsiniz. Ben de bu memleket adına siz kıymetli ailelere teşekkür ediyorum. Siz sevgili gençler, hepinizin yolu açık olsun. Önünüz başarılarla dolu olsun. Tam yol ileri diyerek önünüze bakın. Her şey çok güzel olacak.”
İmamoğlu, üniversite birincisi Sudenur Bilgin’e ödülünü verdi. Konuşmaların ardından MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin de İmamoğlu’na plaket takdim etti.