ANKARA – BHA
Fidan, Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin soruya, tarafların geçmişe kıyasla barışa daha hazır olduğunu belirterek yanıt verdi. Tarafların insanların yaşadığı acı ve yıkımı gördüğünü, sınırlarını fark ettiklerini kaydeden Fidan, Putin’in belirli koşullar altında ateşkesi ve kapsamlı bir barış anlaşmasını kabul etmeye hazır olduğunu ifade etti. Bu durumun Ukrayna tarafına iletildiğini ve Türkiye’nin bazı boyutlarına angaje olduğunu dile getirdi. Fidan, savaşın Rusya’ya da ağır maliyetler çıkardığını vurguladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Ukrayna’ya asker gönderilmesi önerisine ilişkin Fidan, NATO birliklerinin NATO’ya ait olmayan uluslararası gözlemci birliklerinden farklı olduğunu belirterek, halihazırda tartışılan en önemli unsurun ABD’nin Ukrayna’ya vereceği güvenlik garantisi olduğunu söyledi. Fidan, Avrupa ülkelerinin, egemen bir ülkenin bu konuda kendi kararını vermesi gerektiğini savundu ve Rusya’nın bu süreci güvenlik garantisinin bir parçası olarak gördüğünü aktardı.
Fidan, Avrupa güvenliği açısından önerilen barış anlaşmasının maddelerinin “daha yakından” incelenmesi gerektiğini ifade ederek, anlaşmanın tarafların birbirine saldırmayacağı sarih taahhütleri içermesi halinde bölgede uzun yıllar barış sağlanabileceğini söyledi. Bu anlaşmanın tarafların kendi güvenlik önlemlerinden vazgeçmesi anlamına gelmediğini belirten Fidan, ne Avrupalıların ne de Rusların bunu yapmayacağını, NATO’nun da hazırlıklarını sürdüreceğini kaydetti.
Türkiye’nin Avrupa güvenliği konusundaki rolüne de değinen Fidan, Rusya’nın Suriye ve Libya gibi çatışmalarda doğrudan karşı taraf olduğunu, Türkiye’nin çıkarları ihlal edildiğinde tepki gösterdiğini, ancak sürekli çatışma içinde olmanın göze alınamayacağını ifade etti. Fidan, Türkiye’nin komşularıyla dostane ilişkiler kurmak istediğini ve Avrupa ile muhtemel senaryoları ele aldığını belirtti.
AB sürecine ilişkin olarak Fidan, Türkiye’nin AB üyeliğini tercih edeceklerini ancak tartışmaların acilen gerekli olduğunu söyledi. Fasılların açılmadan değerlendirmenin mümkün olmadığını ifade eden Fidan, AB’nin siyasi iradesini ortaya koyması gerektiğini vurguladı.
Suriye’de durumun yavaş yavaş olumluya gittiğine dikkati çeken Fidan, devrimden bu yana yaklaşık 500 bin kişinin Türkiye’den Suriye’ye geri döndüğünü hatırlattı. Bu sayının önümüzdeki 1-2 yıl içinde artabileceğini belirten Fidan, Suriye’nin bu kişilerin vatanı olduğunu ve ekonomik fırsatlar oluşacağını söyledi.
Son olarak, Fidan İsrail’i Suriye sürecinin en büyük riski olarak nitelendirerek, İsrail’in güvenlik endişelerini ilgili taraflara iletmelerini tavsiye ettiklerini ve bombardımanlarla yanıt verilmesi durumunda farklı bir mesajın ortaya çıkacağını ifade etti.
